Ibadet

Peygamber,Peygamberlik

Haber getiren kişi. Allahu Teâlâ´nın kullarına emir ve yasaklarını bildirmek ve onlara hakkı, doğruyu ve yanlışı açıklamak üzere seçip görevlendirdiği ilahî elçi. Kur´an-ı Kerim´ de; "nebi" veya "enbiya", bazan da "resul" veya "rusul" diye geçer.

"Nebi", arapça bir kelime olup, "nebe´ " kökünden türetilmiştir. Muhbir, yani "haber verici" anlamına gelir. Ancak nebe´, herhangi bir haber değil; bize bildirilen fevkâlade değerde, çok önemli bir haber, bir tebliğ demektir. Nebe´, yalnız, doğruluğunda hiç şüphe olmayan bir haber için kullanılabilir (Rağıb el-Isfahanî el-Müfredât, Nebi madd... Devamı


Hz. ÂDEM (a.s.)

 

İlk insan, ilk peygamber, insanlığın babası. Allah´u Teâlâ Hz. Âdem´i topraktan (turâbtan) yarattı. (Hûd, 11/61; Tâha, 20/55; Nuh, 71/18) Yüce Allah yeryüzünde bir halife yaratacağını meleklerine bildirdiği zaman; ilim, irade ve kudret sıfatlarıyla donatacağı bu varlığın yeryüzüne uyum sağlaması için maddesinin de yeryüzü elementlerinden olmasını dilemiştir:

"Sizi (aslınız Âdem´i) topraktan yaratmış olması onun ayetlerindendir. Sonra siz (her tarafa) yayılır bir beşer oldunuz." (er-Rum, 30/20)

Allah´u Teâlâ Hz. Âdem´i yaratırken maddesi olan toprağı çeşitli hâl ve saf... Devamı


Hz. İDRİS (a.s)

 

Kur´an-ı Kerîm´de adı geçen peygamberlerden biri. Peygamberler silsilesinin ikinci halkasında bulunan İdris (a.s) Kur´an-ı Kerîm´de adı geçmeyen Şit (a.s)´den sonra peygamber olmuştur.

İdris (a.s) rivayetlere göre, beyaz tenli uzun boylu, geniş göğüslü, gür sakallı idi. Yürürken adımını kısa atar, önüne bakarak yürürdü. İlk kez astronomi ve hesap ilmini, geçmiş zamanların ilimlerini öğrenen İdris (a.s)´dır.

Hz. İdris kavmini putlara tapmaktan şeytana ve Kabiloğullarına tarafgir olmaktan alıkoymuş, kendisine inanan az bir toplulukla Kabiloğullarıyla savaşmış ve onların... Devamı


Hz. NÛH (a.s)

 

Allah Teâlâ´ya ibadeti terkedip, tapınmak için kendilerine putlar edinen ve böylece yeryüzünde ilk defa fesada uğrayan bir kavmi tevhid akidesine döndürmek için gönderilen peygamber. "Ulul-Azm" peygamberlerin ilki olan Nûh (a.s)´ın, kavmini tevhide döndürmek için verdiği mücadele, Kur´an-ı Kerim´de uzunca zikredilmektedir. Adı, kırk üç ayrı yerde zikredilen Nûh (a.s)´ın kıssası, şu surelerde mufassal olarak ele alınmıştır: el-A´raf, Hûd, el-Müminûn, eş-Şuârâ, el-Kamer ve kendi adıyla adlandırılmış olan, Nûh suresi.

Nûh (a.s), Adem (a.s)´dan yaklaşık olarak bin sene sonra gön... Devamı


Hz. HÛD (a.s)

 

Kur´ân-ı kerim´de kıssası geçen peygamberlerden biri. Âd kavmine gelen Allah´ın rasûlü A´raf, Hûd, Şuarâ ve Ahkâf sûrelerinde kendisinden bahsedilmektedir.

Ad kavmine gönderilmiştir ki, Kur´ân dışında diğer mukaddes kitaplarda bu kavimden sözedilmemektedir (Abdulvahhab en-Neccâr, Kasasu´l-Enbiyâ, Beyrut, ty., s. 49). Âd kavmi Hz. Nûh tûfanından sonra putperestliğe dönen ilk kavimdir (İbn Kesîr, Kasasu´l-Enbiyâ, Beyrut 1982, I, 149)

Hud (a.s), Âd kavmi içinde soyu sopu şerefli bir kişiydi. Peygamberlikten önce ticaretle uğraşırdı. Hûd (a.s) orta boylu, esmer tenli, gür... Devamı


Hz. SALİH (a.s)

 

Kur´an-ı Kerîm´de adı geçen peygamberlerden biri. Semud kavmine gönderilmiştir. Allah Teâlâ onu, önceki peygamberlerin getirmiş olduğu tevhid dininden sapıp kendilerine ilâhlar edinen Semud kavmini uyarmak için bu kavme peygamber olarak göndermiştir. Ancak Semud kavmi, öteki azgın kavimlerde olduğu gibi onu dinlememişler ve eziyet ederek, yanlarından kovmuşlardır. Semud kavminin ileri gelenleri onunla alay ederek küçümsemeye çalışmış ve kendilerini tehdit ettiği azabın gelmesini istemişlerdir. Bunun üzerine Allah Teâlâ, onları şiddetli bir şekilde cezalandırarak yok etmiştir. Salih... Devamı


Hz. İBRÂHİM (a.s)

 

Kur´an-ı Kerim´de Allahu Teâlâ´nın "Halil" dost diye nitelediği ulu´l-azm mertebesinde olan peygamber.

Nuh (a.s)´un çocukları ve torunları, önce Irak´a yerleşmiş ve Fırat nehrinin yakın bir yerinde Babil şehrini kurmuşlardı. Daha sonra, burada yerleşmiş olanlardan bir grup ayrılıp Dicle kıyısında -bugün Musul şehrinin civarında- Ninova şehrini inşâ etmişlerdi. Babil´deki halkın yerlileri olan Nabt kavmi, Süryânî dilini konuşmakta olup Babil şehrini de başkent yapmışlardı. Ninova´da ortaya çıkan Asur devletinde ise başkent Ninova olup, Babil´i hâkimiyetleri altına almıştı. Bi... Devamı


Hz. LÛT (a.s)

 

Kur´ân-ı Kerim´de geçen peygamberlerden biri Lût (a.s) ile birlikte Hz. İbrahim´in kardeşi Hârân´ın oğludur. Lût (a.s), İbrahim (a.s) ile birlikte Harran´dan Filistin´e göç etti. Burada kıtlık baş gösterince Lût ve İbrahim (a.s.) beraberce Mısır´a gittiler. Bir süre sonra Mısır kralının verdiği mal ve sürüleri yanlarına alarak birlikte tekrar Filistin´e döndüler. Zamanla yerleştikleri bölge, sürülerini almaz oldu. Hz. Lût bunun üzerine, amcası İbrahim (a.s.)´ın bölgesinden ayrılıp Sedom şehrine yerleşti. Daha sonra bu şehre peygamber olarak gönderildi. Sedomlular bozuk ahlâklı, köt... Devamı


HZ. İSMAİL (a.s)

Kur´an-ı Kerîm´de adı zikredilen peygamberlerden. Kendisine "Allah´ın kurbanı" anlamına "Zebihatullah" da denir. Hz. İbrahim´in Hacer´den olan büyük oğludur. Kur´an´da on iki yerde ismi zikredilmekte ve aynı zamanda kendisine vahiy indiği bildirilmektedir (el-Bakara, 2/136; Âlu İmran, 3/84; en-Nisa, 4/163). Hz. İsmail (a.s)´ın bir Resul ve Nebi olduğu, ümmetine Allah´ın emirlerinden olan namaz, zekât gibi emirleri bildirdiği anlatılmaktadır. Aynı şekilde Hz. İbrahim ve Hz. İshak ile birlikte Hz. Ya´kub (a.s)´ın ecdadından birisi olduğu (el-Bakara, 2/133) ve İsmail (a.s)´ın babası İbrahim (a... Devamı


HZ. İSHÂK (a.s)

 

İbrahim (a.s)´ın Hz. Sâre´den doğan ikinci oğlu.

Hz. Sâre´nin çocuğu olmadığı için kocasına cariyesi Hacer´i hediye etmiştir. Hz. Hacer Hz. İsmail´i doğurunca, Hz. Sâre üzülmüştür. Hz. İbrahim yüz yirmi yaşında Hz. Sâre doksan yaşında iken Allah´ın bir lutfu ve mucizesi olarak İshâk (a.s) doğmuştur (bk. Hâkim, Müstedrek, 11, 556).

Kur´an-ı Kerim´de bu olay şöyle anlatılır: "And olsun ki, elçilerimiz İbrahim´e müjde ile gelip; "Selâm", dediler. O da "Selâm" dedi ve eğlenmeden gidip kızartılmış bir buzağı getirdi. Onların ellerinin buna uzanmadığını görünce hoşlanmadı v... Devamı


Hz. YA\´KUB (a.s)

 

Kur´ân´da adı geçen peygamberlerden biri.

Ya´kûb (a.s)´ın soyu, İshâk (a.s) vasıtasiyle İbrahim (a.s)´a dayanmaktadır. O, İshak (a.s)´ın ve İshak (a.s) da İbrahim (a.s)´ın oğludur. Annesinin adı Refaka´dır. Kardeşi Ays ile beraber, ikiz olarak doğmuştur. Kardeşinin ardından doğduğu için ona Ya´kûb denmiştir.

Ya´kûb (a.s)´ın diğer bir adı da İsrail´dir. Kardeşi Ays´tan kaçarak dayısının yanına giderken gündüzleri saklanmış ve geceleri yürümüştür. Bundan dolayı kendisine İsrâil denmiştir. Kelime olarak İsrâil geceleyin (Allah´a) yürüyen demektir (et-Taberî, Tarih, Mısır... Devamı


YÛSUF (a.s)

 

Kuran´da ismi geçen Beni İsrail peygamberlerinden biri.

Hz. Yûsuf Kurân´da adı geçen peygamberlerden birisi olup, Yakub Peygamber´in oğludur. Nesebi Hz. İbrahim´e kadar varır (Kamil Miras, Tecrid Tercemesi, IX, 139).

Kur´ân-ı Kerîm´de kendi adını taşıyan bir sûre vardır. Tamamı 111 âyet olan bu sûrenin 98 âyeti (4-101) Hz. Yûsuf´tan bahseder. Bu âyetlerde anlatıldığına göre Hz. Yûsuf´un hayat hikâyesi özetle şöyledir:

Hz. Yûsuf´un on bir tane erkek kardeşi vardı. Yûsuf fevkalâde güzel ve son derece zekî idi. Babaları Hz. Yakub en çok Yûsuf´u seviyordu. Bu sevgi... Devamı


HZ. EYYÛB (a.s.)

Hz. İbrahim soyundan gelen bir peygamber.

Eyyûb (a.s.)´dan Kur´an´da dört yerde bahsedilir ve sabır örneği olarak takdim edilir (en-Nisâ, 4/163; el-En´âm, 6/84; el-Enbiyâ, 21/83; Sâd, 38/41). Tevrat´ta da "Eyûb" adıyla müstakil bir kitap, Hz. Eyyûb´un kıssasına tahsis edilmiştir.

İslâm kaynaklarına göre Havrân bölgesinde yaşayan ve çok zengin olup, sayısız malı-mülkü, birçok oğlu kızı bulunan Eyyûb (a.s.), kendi toplumuna peygamber olarak gönderilmiştir. Sabah-akşam ümmeti ve Allah´a ibâdetle meşgul olan Hz. Eyyûb, Rabbinin bir imtihânına mârûz kalmış, bütün servetini, çocukla... Devamı


Hz. ŞUAYB (a.s)

 

Kur´an´da adı geçen peygamberlerden. Medyen ve Eyke halkına peygamber olarak gönderildi. Bu iki ülkede ayrı ayrı mücadelede bulundu. Bu iki toplumla yaptığı mücadelesi, çeşitli ayetlerde geçmektedir.

Medyen ve Eyke, dağlık ve ormanlık olan iki ülke idi. Medyen toprakları, Hicaz´ın kuzey batısında, oradan Kızıldeniz´in doğu sahiline, güney Filistin´e, Akabe Körfezi´ne ve Sina Yarımadası´nın bir bölümüne kadar uzanan bölgelerde yer alır.

Kur´an´ın Medyen halkı hakkında anlattıklarının önemini kavramak için, bu insanların, Hz. İbrahim´in üçüncü hanımı Katurah´tan olma oğ... Devamı


Hz. MÛSA (a.s)

 

Allah Teâlâ´nın, dört büyük kitaptan biri olan Tevrat´ı verdiği ve yeryüzünde dinini tebliğ edip, hakim kılması için gönderdiği Ulu´l-Azm* peygamberlerden biri. Hz. İbrahim (a.s)´in soyundan olup, İsrailoğullarının akidelerini islah etmek ve onları Allah Teâlâ´nın dilediği nizama kavuşturmakla görevlendirilmişti. Küfürle mücadelesi Kur´ân-ı Kerim´de uzun uzun anlatılmaktadır.

Hz. Adem (a.s)´den, Rasulullah (s.a.s)´e kadar pek çok peygamber gelmiştir. Bu peygamberler, gönderildikleri kavimleri, Allah Teâlâ´ya iman etmeye çağırmışlar; bu yolda kâfirlerle savaşmışlar, yaşadıkla... Devamı


Hz. HARÛN (a.s)

 

Hz. Harûn (a.s), İsrailoğulları peygamber-lerinden, Hz. Musa (a.s)´ın kardeşi. Hz. Yusuf´un vefatından sonra Mısır´da yaşayan İsrailoğulları ve diğer insanlar, bir müddet onun gösterdiği yoldan yürüdüler; ancak daha sonra hakikatı unuttular. Bu arada Mısır´ın idaresi Kıbtîlerin eline geçti. Kıbtîler ise yıldızlara ve putlara tapıyorlardı.

Kıbtîler, İsrailoğullarını hor görmeye başladılar. Onları ağır, zor işlerde kullandılar.

İsrailoğulları çok kalabalık bir topluluk olup Hz. Yakub´un oğullarına nisbetle on iki kola ayrılıyordu. Onlar Kıbtîlerin zulmünden kurtulmak is... Devamı


Hz. DAVUD (a.s.)

 

Kur´ân-ı Kerim´de adı geçen İsrailoğulları peygamberlerinden biri.

Yahuda kabilesinden İsa (Yasa)´nın sekizinci oğludur.

İnsanoğlu yoldan çıkıp da bataklığa düştükçe, yüce Allah, onlara peygamberler göndermiştir. Onlar bu peygamberler vasıtasıyla uyarılmıştır. İsrailoğullarına da peygamberler gönderilmiştir. Onlar, umumiyetle bu peygamberlere isyan hatta ihanet etmişlerdir.

Hz. Musa´nın vefatından sonra, yine İsrailoğulları isyanın karanlığına daldılar. Azgınlık yaparak Hz. Musa´nın Allah´tan getirdiği akîdeyi terk etmeye başladılar. Cenâb-ı Allah, onların üzer... Devamı


Hz. SÜLEYMAN (a.s)

İbrânice Şlomo (Salomon). Hz. Davud´un oğlu, O´ndan hemen sonra İsrail oğullarının peygamberi "akl-ı selim" ve "nazik" manalarına gelen "selim"in eş anlamlısı.

Kitab-ı Mukaddes´e göre Hz. Süleyman, israiloğullarının icraatlar yapmış büyük peygamber ve hükümdardır. Kur´ân-ı Kerim, Hz. Süleyman´ın bir İsrailoğulları peygamberi olduğunu açıklarken; Hıristiyanların mukaddes kitabı İncile göre O, bir İsrail kralıdır. Devrinin en önemli hadisesi, Ken´anlıların kesin olarak itaat altına alınmasıdır. Bundan ayrı olarak Hz. Süleyman memleketini 12 eyalete ayırarak her birine birer vali tayin ... Devamı


Hz. İLYAS (a.s)

 

Kur´an-ı Kerîm´de ismi geçen peygamberlerden biri. Hz. Musa (a.s)´dan sonra gelen nesebi Hz. Harun (a.s)´a dayandığı rivayet edilen bir İsrailoğulları Peygamberi.

Hz. Musa´dan sonra İsrailoğullarının çeşitli boyları. Şam civarına yerleşmiştir. Şam bölgesindeki "Bek" şehrine yerleşen ve zamanla Allah´a isyan ederek haddi aşan bir Benu İsrail kabilesine Hz. İlyas (a.s)´ın gönderildiği rivayet edilmektedir. İlyas (a.s) Kur´an-ı Kerîm´de iki değişik sûrede anılmıştır. Bir yerde diğer Peygamberler ile birlikte ismi geçmiştir: "(İbrahim´e) Zekeriya, Yahya, İsa ve İlyas´ı da bağışl... Devamı


HZ. ELYESA\´ (a.s.)

 

İsrailoğulları´na gönderilen peygamberlerden biri.

Elyesa´ (a.s.)´ın ismi Kur´an´da iki defa geçmekte (el-En´âm, 6/86 ve Sid, 38/48). Ahd-i Atık´te de Elîşa´ seklinde zikredilmektedir (Ahd-i-Atık, I. Kırallar, XIX, 16, 17, 19). İslâm kaynakları ondan Elyesa´ b. Uhtûb ismiyle bahsederler.

Elyesa´ (a.s.), küçüklüğünde kötürüm bir vaziyetteydi. O sırada İsrailoğullarının peygamberi olan Hz. İlyâs, bir gün yahudilerin azgınlığından kaçarak dul bir kadın olan Elyesa´ın annesinin evine sığınmış, kendisini koruyan bu kadının kötürüm oğluna yaptığı dua kabul olunarak Elyesa´ ... Devamı


Hz. ZÜLKİFL (a.s)

 

Kur´ân´da adı geçen peygamberlerden biri.

Kur´ân´da iki yerde kendisinden bahsedilmektedir: "İsmâil, İdris ve Zülkifl, hepsi sabredenlerdendi. Onları rahmetimize soktuk. Şüphesiz onlar salih olanlardandı" (el-Enbiyâ, 21/85, 86).

Âyette geçen "Zülkifl" adı değil lakabıdır ve "nasib ve kısmet sahibi" anlamına gelir. Fakat burada dünyevî zenginliği değil, onun üstün kişiliğini ve âhiretteki derecesini kastetmek için kullanılmıştır. Onun gerçek adı hakkında çok farklı rivayetler vardır. Yahudiler O´nun, İsrailoğullarının esâreti sırasında peygamber tayin edilen ve vazifes... Devamı


Hz. YÛNUS (a.s)

 

Adı Kur´ân´da geçen peygamberlerden biri.

Soyu, Bünyamin vasıtasıyla Ya´kûb (a.s)´a ve onun vasıtasıyla de İbrâhim (a.s)´a dayanmaktadır. Bazı alimlerin naklettiğine göre, İsa (a.s) annesinin adıyla İsa b. Meryem diye anıldığı gibi, Yûnus (a.s) da annesinin adıyla Yûnus b. Matta diye anılmaktadır. (İbn Sa´d, Tabakatü´l-Kübra, Beyrut 1957, I, 55). Buhârî´nin verdiği bilgiye göre ise, bu görüş yanlıştır. Aslında Matta, Yûnus (a.s)´ın annesinin değil, babasının adıdır. Yani Yûnus (a.s), Yûnûs b. Matta diye anılınca, babasının adıyla anılmış olur (ez-Zebîdî, Sahihi Buhârî Muhtas... Devamı


Hz. ZEKERİYYA (a.s)

 

Kur´ân´da adı gelen peygamberlerden biri. Soyu Dâvud (a.s)´a dayanmaktadır. Kur´ân´da anılan duâlarından (Meryem, 16/6) anlaşıldığına göre, soyu daha sonra Yâkub (a.s)´a varmaktadır (el-Kurtubî, Ahkâmu´l-Kur´ân, Kahire 1967, XI, 82; er-Razî, Mefâtihu´l-Gayb, Mısır 1937, V, 769).

Zekeriyya (a.s) İsrâiloğullarının peygamberi olduğu gibi, aynı zamanda onların bilgini, reisi ve müşaviri yani danışmanı idi (es-Sa´l-ebî, el-Arais, 1951, 372).

Onun hakkında çeşitli âyet ve hadisler vardır. Ebû Hureyre´nin naklettiğine göre, Hz. Muhammed (s.a.s);" "Zekeriyya (a.s) marangoz id... Devamı


Hz. YAHYA (a.s)

 

Kur´an´da adı geçen peygamberlerden biri. Yüce Allah tarafından, Kur´an´da: "Ey Zekeriyya! Sana Yahya isminde bir oğlanı müjdeliyoruz. Bu adı daha önce kimseye vermemiştik" (Meryem, 19/7) ayeti ile haber verildiğine göre; Yahya (a.s.), Zekeriya (a.s)´ın oğlu idi. Kendisine Yahya adı da, Allah tarafından verilmişti.

Yahya (a.s)´nın yüzü güzel, kaşları çatık, saçları seyrek, burnu uzun, sesi ince ve parmakları kısa idi. O, İsâ (a.s)´dan altı ay önce dünyaya gelmişti. Yani Isâ (a.s)´dan altı ay büyüktü. Dolayısıyla, Musa (a.s)´nın şeraitiyle amel eden peygamberlerin sonuncusuyd... Devamı


Hz. İSA (a.s)

 

Kur´an-ı Kerîm´de adı geçen ve İsrailoğullarına gönderilen peygamberlerden. Hz. İsa (a.s) batılı tarihçilere göre miladi yıldan dört veya beş sene kadar önce doğmuştur.

Yine batılı tarihçilere göre Hz. İsa (a.s) Romalıların elinde bulunan Yahudiye´de Romalılardan Tiberius iktidarı döneminde otuz yaşlarına doğru peygamberliğini insanlara bildirdi. Önce Celile´de sonra Kudüs´te insanları hak dine davet etti. Yahudilerin dinini ikmal onların dine kattıklarını düzeltmek için gönderilen Hz. İsa (a.s) kendisine indirilen İncil adlı kutsal kitapta bunu şöyle anlatır: "Ben yok etmeğ... Devamı


Hz. ÜZEYR (a.s)

 

İsrailoğullarına (Yahudilere) göre meşhur bir peygamber olan Üzeyr (a.s)´ın adı Kur´an-ı Kerîm´de geçmektedir. Fakat İslâm´a göre onun peygamber olup olmadığı hususunda ihtilaf vardır.

Üzeyr (a.s)´ın adı hakkında da alimlerin farklı yorumları vardır. Bazı alimlere göre onun adı Arapça bir isimdir. Diğer bazı alimlere göre ise, Üzeyr kelimesi Arapça değil, İbranicedir (el-Ukberî, İmlau ma menne bihi´r Rahman, Mısır, 1961, II, 7).

İbranice´de Üzeyr kelimesinin karşılığı "Azra"dır. Tevrat´ın bu dildeki nüshasında böyle geçmektedir (Biblio Hobraica, nşr. Rud. Kittel, Stut... Devamı


LOKMAN (LUKMAN)

 

Bir nebî veya velî olduğu ihtilâflı; ancak çoğunluğun tercihine göre hakim bir şahsiyet.

Kur´ân-ı Kerîm´de Lokman adı iki yerde geçer (Lokman, 31/12,13). Kelime, aynı zamanda Mekkî bir surenin adıdır. Bu sûrenin nüzul sebebi Kureyşlilerin Lokman´ı Hz. Peygamber (s.a.s)´e sormalarıdır.

Lokman´ın adı geçen iki ayetin meâli şöyledir: "Andolsun Biz Lokman´a Allah´a şükretmesi için hikmet verdik. Şükreden kimse ancak kendisi için şükretmiş olur. Nankörlük eden ise, bilsin ki Allah her şeyden müstağnîdir, övülmeye lâyık olandır. Lokman, oğluna öğüt vererek. "Yavrum, Allah´a... Devamı


ZÜLKARNEYN

 

Adı Kur´ân´da geçer. Allah ondan övgü ile bahsetmiştir. Peygamber mi, yoksa veli mi olduğu ihtilâf konusu olmuştur.

Zülkarneyn kelimesi Arapçadır. Zü ve karneyn kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmiştir. Zü, sahip ve malik demektir. Karn ise, boynuz, perçem, tepe, zaman, güneş anlamlarına gelir. Karneyn, karn´ın tesniyesi yani iki tanesi demektir. Buna göre Zülkarneyn kelimesi iki boynuz sahibi şeklinde tercüme edilir (el-Firuzabadî, el-Kamusu´l-Muhît, Kahire 1332, IV, 257 vd).

Zülkarneyn´in kim oluğu ve neden kendisine bu lakabın takıldığı konusu, eskiden beri t... Devamı


Hz. MUHAMMED (s.a.s)

 

Hak din olan İslâm´ın son peygamberi (Hicretten önce 53-H.11/571-632).

Doğumu, Çocukluğu ve Gençliği:

İnsanlığı hakka ve hakikata sevkedip dünya ve ahiret saadetlerini sağlamak üzere Allah Teâlâ tarafından gönderilen peygamberlerin sonuncusu ve alemlerin rahmeti olan Peygamber Efendimiz, genellikle kabul edildiğine göre 20 Nisan (12 Rabiulevvel) 571 Pazartesi günü Mekke´de doğdu. İslâm tarihi kaynakları, Hz. Peygamber´in nesebi ta Hz. Adem´e kadar sıralanan Şecere tabloları ile belirlemişlerdir. Bu kaynaklarda Hz. Peygamber´in yirminci göbekten atası olan Adnan´a kada... Devamı


PEYGAMBERLER TARİHİ

Soru 1  : Allah (c.c.)ın emir ve yasaklarını insanlara haber veren, kendisine yeni bir                kitap ve yeni bir şeriat gönderilmeyip de kendinden önceki peygamberlerin                kitabı ve şeriatı ile amel eden Peygamberlere ne ad verilir?Cevap  : Nebi

Soru 2  : Kendisine yeni bir kitap ve yeni bir şeriat verilerek insanları hak yola               çağırmak için gönderilen peygamberlere ne ad verilir?Cevap  : Resul

Soru 3  : Diğer peygamberlere göre bir derece daha üstün olan peygamberlere Ulul-Azm denir.               Ulul-Azm olan peygamberler hangileridir?Cevap  ... Devamı


Namazın Edebî

Hz. Peygamberin bir veya iki kere yaptığı ve devam etmediği şeye edep, mendup veya müstehap denir. Rüku ve secdede tespihlerin üçten fazla yapılması, sünnet olan okuyuştan fazla kıraatte bulunulması gibi. Edepler sünnetleri tamamlamak için meşru kılınmıştır. Hanefilere göre namazın edepleri şunlardır (bk. Buhari, Salat, 9; Ebû Davud, 106,107).

1) Erkeklerin iki avuçlarını iftitah tekbiri alırken yenlerinin içinden çıkarması menduptur. Bu durum da tevazua daha yakındır. Ancak soğuk gibi zaruret hali müstesnadır. Kadınlar ise kollarının açılmamsı için ellerini elbisenin altından kaldır... Devamı


Abdest duaları ve manaları

Abdest duaları ve manaları Sual: Abdest dualarının Arapçasını bilmeyen, Türkçesini okusa caiz midir? Başka bir şey okuyabilir mi? Her uzvu yıkarken nasıl dua etmelidir?CEVAPAbdest dualarını bilmeyen, Türkçesini okumalıdır. Türkçesini de bilmeyen kelime-i şehadet getirir veya bildiği başka duaları okur. Mesela Rabbena âtina...yı okur.Önce Euzü Besmele çekilir. Bize İslam dinini veren, imanı ihsan eden ve suyu temizleyici, İslamı nur kılan Allahü teâlâya hamdü senalar olsun denir. Her uzvu yıkarken aşağıdakiler gibi dualar okunur:Ağza su verirken: Ya Rabbi, Kur´an okurken, seni anarken, sa... Devamı

Namazın insana kazandırdıkları nelerdir?

Namaz, Müminin Hayatını Disipline Eder

 

Günde beş defa kılınan namaz, müminin hayatını disipline etmede büyük rol oynar. Sürekli belli vakitlerde ifa edilmesi, onu ruhen ve bedenen, maddeten ve manen disipline alıştırır. Cemaatle kılınan namazlarda özellikle imama iktida; müminleri askeri bir disipline kavuşturur. İmam "Allahu Ekber" dediğinde artık, konuşan ve Rabb´e yüksek sesle iltica eden o olur. Müminlere aynı zamanda vekalet etmiş olur. İmamın tekbirleri bir direktif halinde tüm cemaati oturtur-kaldırır. Bu açıdan cemaatte manevî, ruhî, yüksek ve yüce bir disiplin vardı... Devamı


Fatiha suresi

Fatiha suresi:      Elhamdü lillâhi rabbilâlemîn. Errahmânirrahîm. Mâliki yevmiddîn. İyyâke nabüdü ve iyyâke nesteîn. İhdinas-sırâtal müstekîm. Sırâtallezîne enamte aleyhim gayrilmagdûbi aleyhim ve leddâllîn.

MÂNÂSI

Hamd (övmek, övülmek); O, âlemlerin Rabbi, O Rahmân, Rahîm, O, âhiret gününün mâliki Allâh´ın (hakkı) dır. O´na mahsustur. İlâhi! Yalnız Sana ibâdet ve kulluk ederiz, sade Sen´den yardım dileriz. Bizi doğru yola hidâyet eyle. Kendilerine bol bol nîmet verdiğin bahtiyarların yoluna, ki onlar ne azıp sapmış, ne de gazabına uğramışlardır. (Duâmızı kabul eyle Allâh´ı... Devamı


Kureyş Sûresi

Kureyş Sûresi:      Liîlâfi Kureyşin. Îlâfihim rihleteşşitâi vessayf. Felyabüdû rabbe hâzelbeyt. Ellezî etamehüm min cûin ve âmenehüm min havf.

MÂNÂSI

Kureyş´in birbirleriyle veya başkalariyle andlaşması, anlaşması için; hele yaz ve kış seferlerine (faydalandıkları) andlaşması için, onlar (Kureyş) bundan böyle bu evin (Kâbe´nin) sahibine (Allâh´a) ibâdet etsinler; - O (sahip) ki, onları büyük bir açlıktan kurtardı ve müthiş bir korkudan emin kıldı.

Tefsir - Kureyş, Arapların en asîl kabilesi ve Hazret-i Peygamber Efendimiz de bu kabileden idi. Kâbe´yi gözetleyip koruy... Devamı


Kevser Suresi

Kevser Suresi:      İnnâ etaynâkelkevser. Fesalli lirabbike venhar. İnne şânieke hüvelebter.

Analamı:Biz verdik sana (Yâ Muhammed) hakikatte Kevser. Sen de Rabbın için namaz kıl ve kurban da kesiver. Doğrusu, asıl ebter sana buğz eden (hınç besleyen, diş bileyen) in kendisidir.

Tefsir - Kur´ân´da lâfız bakımından en kısa, mânâ cihetinden çok geniş sûre budur. Mekke´de nazil olmuştur. Müslümanlar ilk devirlerinde hem azlık, hem de fakir idiler. Peygamber Efendimizin erkek çocukları da o sıralarda ölmüştü. Arap putperestleri bunları Müslümanlık için birer kusur sayarak onlarla a... Devamı


Kafirun Suresi

 Kafirun Suresi:      Kul yâ eyyühelkâfirûn. Lâ abüdü mâ tabüdûn. Ve lâ entüm âbidûne mâ abüd. Ve lâ ene âbidün mâ abedtüm. Ve lâ entüm âbidûne mâ abüd. Leküm dînüküm veliye dîn. MÂNÂSI De ki: Ey kâfirler! Tapmam o taptıklarınıza. Siz de tapanlardan değilsiniz benim Mabudum (Allah)´a. Hem ben tapıcı değilim sizin taptıklarınıza. Hem de siz tapıcı değilsiniz benim ibâdet ettiğim (Allah)´a. Size dîniniz, bana da dînim.

Tefsir - Bu sûreye, Kâfirûn Sûresi denir. "De ki" buyruğu, Peygamberimizedir. Mekke devrinde nâzil olmuştur. Peygamber Efendimiz Allâh´tan aldığı buyrukları, çok yumuşak... Devamı


İhlas Suresi

İhlas Suresi:      Kul hüvallâhü ehad. Allâhüssamed. Lem yelid ve lem yûled. Ve lem yekün lehû küfüven ehad. MÂNÂSIDe ki: O, Allah, birdir. Allah, her yönden eksiksizdir ve her dileğin merciidir, her şey kendisine muhtâc olan Şanlı, Uludur. O, doğurmadı ve doğurulmadı. O´na hiçbir şey denk de olmadı.

Tefsir - Bu sûreye "İhlâs" ve "Kul Hüva´llâhü Ehad" Sûresi denir. Bu sûre, Müslümanlığın temeli olan "Allâh´ın biriği" akidesini en güzel ve en açık bir şekilde beyan eder ve Allâhu Teâlâ´yı herkesin anlıyacağı bir surette anlatır. İslâm îtikadına aykırı olan bozuk itikatları da apaçık a... Devamı


Mekke devri

Mekke devri Muhammed aleyhisselâm vahyin bir müddet kesilmesinden sonra yine Hira Dağına çıkmıştı. Dağdan aşağı inerken bir ses duydu. Başını kaldırıp baktığında Cebrâil aleyhisselâmı gördü. Mübârek kalbi çarparak ve ürpererek evine dönüp; Beni örtünüz. dedi ve örtündü. Bu sırada Cebrâil aleyhisselâm Müddessir sûresinin; Ey örtüye bürünen (Muhammed aleyhisselâm)! Kalk da (kâfirleri Allahü teâlânın azâbı ile) korkut. Rabbini tekbir et, tâzim et! Giydiklerini temiz tut! Haram edeceğim şeylerden sakın! Yaptığın iyiliği çok görerek başa kakma! Rabin için sabret! Sûra üfürüldüğü zaman kâfirlere ... Devamı


Ebu Bekr-i Sıddık

Ebu Bekr-i Sıddık

Peygamberlerden sonra insanların en üstünü.

Hazret-i Ebû Bekir, daha Müslüman olmamıştı. Çok tesîrinde kaldığı bir rüyâ gördü. Gökten dolunay inip, Kâbe-i muazzamaya gelmiş ve sonra parça parça olmuş, parçalar Mekkedeki her evin üzerine düşmüş, sonra da tekrar bir araya gelip göğe yükselmişti. Fakat, kendi evine düşen ay parçası evde kalmış tekrar göğe yükselmemişti. Hazret-i Ebû Bekir, evin kapısını kapayarak, ay parçasının çıkmasına mâni olmuştu.

Kavminden Peygamber gelecek Sabahleyin heyecanla uyanan Hazret-i Ebû Bekir, hemen bir Yahûdî âlimine gid... Devamı


Ömer-ül Faruk

Ömer-ül Faruk Adâletin timsâli ikinci büyük halîfe.

Hazret-i Hamzanın Müslüman olması üzerine, Mekkeli müşriklerin telâş ve endîşeleri had safhaya varmıştı. Çünkü parmakla gösterilen kahramanlardan biri de Müslüman olmuş, Resûlullahın saflarında yer almıştı. Bu beklenmedik hâdise, müşrikleri, büsbütün çileden çıkardı. Hazret-i Ömer bu sırada daha Müslüman olmamıştı. Bir gün, Resûlullah efendimizi, gördüğü yerde öldürmek niyetiyle evinden çıktı. Sevgili Peygamberimizi Mescid-i Harâmda namaz kılarken buldu ve namazın bitmesini isteyerek, dinlemeye başladı. Habîb-i ekrem efendimiz, El-H... Devamı


Sa d Bin Ebî Vakkâs

Sad Bin Ebî Vakkâs

Resûlullahın okçusu.

Sad bin Ebî Vakkâs hazretleri, Hazret-i Ebû Bekir vâsıtasıyla Müslüman olmuş, Eshâb-ı kirâmın büyüklerinden bir zâttır. İlk Müslümanların yedincisidir. Müslüman olması şöyle oldu:

Onyedi yaşında idi. Bir gece değişik bir rüyâ gördü. Rüyâsında kendisini zifirî bir karanlıkta gördü. Çâresiz bir hâldeyken, birden ortalık aydınlanmaya başladı. Sonra nûr saçan bir ay doğdu.

Seni de aramıza alalım Ayın doğduğu tarafa doğru ilerlemeye başladı. Bir müddet ilerledikten sonra, birkaç kişi gördü. Dikkatlice baktığında, önlerinde Hazr... Devamı


Abdullah Bin Amr Bin Âs

Abdullah Bin Amr Bin Âs

Hadîs-i şerîf yazması ile meşhûr sahâbî.

Abdullah bin Amr, Bedir ve Uhud harbinden başka bütün harplere katılıp, Peygamber efendimizin yanında bulundu. İlk iki harbe yaşı küçük olduğu için katılamamıştır. Katıldığı savaşlara süvâri olarak katıldı. Ayrıca harbe gidecek askerleri tâlim ile, onları savaşa hazırlamak gibi mühim vazîfelerde bulundu. Birçok harbe kumandan olarak katıldı.

Askerlere binek temin et! Abdullah bin Amr hazretleri, kumandanlığı ile ilgili bir husûsu, kendisi şöyle anlatır: Resûl-i ekrem efendimiz, yanımda bulunan develere as... Devamı


Abdullah Bin Ömer

Abdullah Bin Ömer

En çok hadîs bilen sahâbîlerden.

Abdullah bin Ömer hazretleri, Eshâb-ı kirâmın büyüklerinden olup, dört büyük halîfeden Hazret-i Ömerin oğludur. İlk îmâna gelenlerdendir. Babası îmân ile şereflenince, o da küçük yaşta Müslüman oldu.

Küçük yaştan beri Peygamber efendimizle beraber bulundu. Bunun için Eshâb-ı kirâm içinde en çok hadîs-i şerîf nakledenlerden oldu.

Ayrıca, yaratılış olarak üstün hâllere sahip olduğundan ve Resûlullahın hizmeti ile şereflenip, uzun zaman sohbetlerinde bulunduğundan, bütün ilimlerde mâhir oldu.

Çok cömert idi ... Devamı


Abdullah Bin Zübeyr

Abdullah Bin Zübeyr

Medîne´de muhâcirlerden ilk doğan sahâbî.

Abdullah bin Zübeyr, Medînede muhâcirlerden ilk dünyaya gelen çocuktur. Hicretten yirmi ay sonra 622 de Medîne yakınındaki Kubâda dünyaya gelince, Muhâcirler çok sevinip rahatladılar. Çünkü Yahûdîler, Biz muhâcirlere sihir yaptık, çocukları olmayacak diyorlardı.

Bu mübârek zâtın doğumu, Yahûdîlerin yalanlarının ortaya çıkmasına sebep oldu. Resûlullah efendimiz ona duâ edip, ismini Abdullah, künyesini de Ebû Bekir koydu. Diğer künyesi Ebû Hubeyb idi.

İsmini Resûlulla koydu Hişâm bin Urve şöyle anlatmış... Devamı


Ammâr Bin Yâser

Ammâr Bin Yâser

Şehîd oğlu şehîd.

Ammâr bin Yâser, ilk Müslümanların otuzuncusudur. Süheyb-i Rûmî ile birlikte, Dâr-ül Erkam´da aynı vakitte Müslüman olmuşlardı. O zaman Peygamber efendimiz Dâr-ül Erkam´da bulunuyordu. Ammâr bunu şöyle anlatıyor:

Bir gün Hazret-i Erkam´ın evinin önünde Hazret-i Süheyb bin Sinan´a rastladım. Ona dedim ki: - Burada ne yapıyorsun? - Sen ne yapıyorsun? - Ben içeri gireceğim ve Hazret-i Muhammed´in sözlerini dinleyip bildirdiği dîne gireceğim. Müslüman olacağım. - Ben de aynı maksatla buraya geldim.

İçeri beraber girdik Böylece ikimi... Devamı


Amr Bin Âs

Amr Bin Âs Meşhûr Arab dâhîlerinden.

Önceleri kabîlesine uyarak, İslâm aleyhinde çalışan Amr bin Âs, sonra yaptıklarına pişman olarak Müslüman oldu. Yaptıklarını ve Müslüman olmasını kendisi şöyle anlatır:

Hendek savaşından döndükten sonra, ba´zı ileri gelen kişileri topladım. Onlara dedim ki: - Muhammed aleyhisselâm gün geçtikçe kuvvetleniyor. Kısa zamanda Mekke´yi ele geçirir. Bu yüzden sizlere Habeş hükümdârı Necâşî´ye sığınmayı teklif ediyorum. Biz, Necâşî´nin yanında bulunduğumuz sırada, Muhammed aleyhisselâm kavmimize galip gelirse, bizim, Necâşî´nin yanında olmamız, O´n... Devamı


Berâ Bin Âzib

Berâ Bin Âzib

Kıblenin değiştiğini haber veren sahâbî.

Berâ bin Âzib, Resûlullahın hicretinden önce Medîne-i münevverede küçük yaşta iken Müslüman oldu. Babası Âzib de Sahâbî idi. Dînî hükümleri Peygamberimizden önce hicret eden Eshâb-ı kirâmdan ve babasından öğrendi. Hazret-i Berâ, Resûlullahın ve diğer sahâbenin hicretlerini şöyle anlatıyor:

Medîne halkının sevinci "Resûlullahın Eshâbından Medîne´ye ilk gelenler, Mus´ab bin Umeyr ile Abdullah İbni Ümmi Mektûm idi. Bunlar Medîne´deki Müslümanlara Kur´ân-ı kerîm okutuyorlardı. Sonra Bilâl-i Habeşî, Sa´d bin Ebi Vakkâs,... Devamı


Cafer-i Tayyar

Cafer-i Tayyar

Cennete uçarak giden sahâbî.

Peygamber efendimiz, 36 yaşlarında bulundukları sırada Hicaz topraklarında şiddetli bir kuraklık ve açlık hüküm sürüyordu. Hemen herkes her geçen gün bunun ağırlığını daha çok, daha derinden hissediyordu. Peygamber efendimizin amcası Ebû Tâlib, kalabalık bir ailenin reisiydi. Ailesini geçindirecek bir servete sahip değildi. Bunun için geçinmekte herkesten daha çok sıkıntı çekiyordu.

Yükünü biraz hafifletelim Peygamber efendimiz, küçük yaşından beri yanında büyüdüğü ve iyiliğini gördüğü amcasına bu sıkıntılı zamanında bir yard... Devamı


Cüveyriyye Binti Hâris

Cüveyriyye Binti Hâris

Müminlerin annelerinden.

Hazret-i Cüveyriyye, benî Mustalak kabilesi reisi Hâris bin Dırarın kızıdır. Hicretin beşinci yılında yapılan Benî Mustalak (veya Müreysî) savaşında esir alınmış, babası da kaçmıştı. Kabilesinden de 600 kişi esir düşmüştü. Esirlerin arasında bulunan Cüveyriyyeyi kurtarmak için, babası Hâris, bir sürü deve getirdi.

İki deveyi de getir! Bunların içinde çok iyi cins olan iki deveyi kıyamayıp, şehir dışında sakladı. Hâris, Resul-i ekremin huzuruna geldiğinde, Resulullah efendimiz buyurdu ki: - Falan yerde sakladığın iki devey... Devamı


Hac ve Umre Malzemeleri © 2009
Hac - Umre ve İslamiyet Hakkında Genel Bilgiler Sİtemizde