Islamiyet

Hz. MUHAMMED (s.a.s)

 

Hak din olan İslâm´ın son peygamberi (Hicretten önce 53-H.11/571-632).

Doğumu, Çocukluğu ve Gençliği:

İnsanlığı hakka ve hakikata sevkedip dünya ve ahiret saadetlerini sağlamak üzere Allah Teâlâ tarafından gönderilen peygamberlerin sonuncusu ve alemlerin rahmeti olan Peygamber Efendimiz, genellikle kabul edildiğine göre 20 Nisan (12 Rabiulevvel) 571 Pazartesi günü Mekke´de doğdu. İslâm tarihi kaynakları, Hz. Peygamber´in nesebi ta Hz. Adem´e kadar sıralanan Şecere tabloları ile belirlemişlerdir. Bu kaynaklarda Hz. Peygamber´in yirminci göbekten atası olan Adnan´a kada... Devamı


Evlenmesi

 Evlenmesi Muhammed aleyhisselâm yirmi beş yaşındayken ilk olarak hazret-i Hadîce ile evlendi. Hazret-i Hadîce, Kureyş kabîlesinin Esedoğulları kolundan kırk yaşında ve dul bir hanım idi. Fakat, malı, cemâli, aklı, ilmi, şerefi, nesebi, iffet ve edebi pek fazla idi. Yüksek ahlâkı ve üstün vasıfları sebebiyle Kureyş arasında Tâhire (çok temiz) İslâmiyet geldikten sonra da Hadîce-tül-Kübra ismiyle meşhur olmuştu. Hadîce Hâtun mallarını Şam tarafına götürüp Busrada satan Muhammed aleyhisselâmı; adâleti, üstün ahlâkı ve hakkında duyup şâhit olduğu hadiseler sebebiyle son derece takdir etti. Bu ... Devamı


Mekke devri

Mekke devri Muhammed aleyhisselâm vahyin bir müddet kesilmesinden sonra yine Hira Dağına çıkmıştı. Dağdan aşağı inerken bir ses duydu. Başını kaldırıp baktığında Cebrâil aleyhisselâmı gördü. Mübârek kalbi çarparak ve ürpererek evine dönüp; Beni örtünüz. dedi ve örtündü. Bu sırada Cebrâil aleyhisselâm Müddessir sûresinin; Ey örtüye bürünen (Muhammed aleyhisselâm)! Kalk da (kâfirleri Allahü teâlânın azâbı ile) korkut. Rabbini tekbir et, tâzim et! Giydiklerini temiz tut! Haram edeceğim şeylerden sakın! Yaptığın iyiliği çok görerek başa kakma! Rabin için sabret! Sûra üfürüldüğü zaman kâfirlere ... Devamı


Medîne devri

Medîne devri Muhammed aleyhisselâmın ve Eshâb-ı kirâmın Medîneye hicretiyle Müslümanlar için yeni bir devir başlamış oldu. Resûlullah efendimizin Mekkeden Medîneye hicret etmekte olduğu işitilince, hâdise Medînede büyük bir sevinçle karşılandı. Müslümanlar onu karşılamak için yollara düştüler. Sevgili Peygamberimiz Kubâya gelince orada ilk mescidi yaptırdı. Kubâda 10 gün kaldıktan sonra Medîneye hareket ettiler. Cumâ günü Rânuna Vâdisinden geçerken öğle olmuştu. Peygamberimiz cumâ namazının farz olduğunu bildirdi ve orada ilk cumâ namazını kıldırdı. Medîneye varınca görülmemiş bir sevgi ve ... Devamı


Osman-ı Zinnureyn

Osman-ı Zinnureyn

Meleklerin bile hayâ ettiği halîfe.

Hazret-i Osman, Müslüman olmadan önce ticâretle uğraşırdı. Zengin bir tüccârdı. Cemiyette, sevilen, sayılan bir kimseydi. İtibârı yüksek idi. Hazret-i Ebû Bekirin de arkadaşı, yakın dostu idi. Önemli işlerinde ona danışır, onun fikrini alırdı. Câhiliye devrinin pisliklerine bulaşmadı.

Peygamber kızı olsa gerekMüslüman olmasını şöyle anlatır: Benim firâset sahibi olan bir teyzem vardı. Hastalandığında ziyâretine gitmiştim. Bana dedi ki: - Yâ Osman! Sen öyle biri ile evleneceksin ki, ne o senden önce bir erkek görmüş ... Devamı


Aliyyül Mürteda

Aliyyül Mürteda

Allahın arslanı ve Resûlullahın dâmâdı.

Halifeliği devrinde zuhur eden fesatçılarla mücadele ettiğinden, sükun ve huzur bulamamıştır. Hükumet idaresinde Hazret-i Ömerin yolunu tutmuştur. Her işin emniyet ve istikamet dairesinde yapılmasına çalışır, halka şefkat gösterirdi. Her tarafta askeri birer merkez vücude getirmişti.

Hakkında bir kaç ayet-i kerime nazil olup, pek çok hadis-i şerifle medhedildi. Ehl-i sünnetin gözbebeği, evliyanın reisi, kerametler hazinesidir. Adalet, ilim, cömertlik, merhamet ve diğer yüksek faziletleri kendisinde toplamıştır. Pe... Devamı


Amr Bin Âs

Amr Bin Âs Meşhûr Arab dâhîlerinden.

Önceleri kabîlesine uyarak, İslâm aleyhinde çalışan Amr bin Âs, sonra yaptıklarına pişman olarak Müslüman oldu. Yaptıklarını ve Müslüman olmasını kendisi şöyle anlatır:

Hendek savaşından döndükten sonra, ba´zı ileri gelen kişileri topladım. Onlara dedim ki: - Muhammed aleyhisselâm gün geçtikçe kuvvetleniyor. Kısa zamanda Mekke´yi ele geçirir. Bu yüzden sizlere Habeş hükümdârı Necâşî´ye sığınmayı teklif ediyorum. Biz, Necâşî´nin yanında bulunduğumuz sırada, Muhammed aleyhisselâm kavmimize galip gelirse, bizim, Necâşî´nin yanında olmamız, O´n... Devamı


Ebû Mûsel-Eş´arî

 Ebû Mûsel-Eş´arî

Kur´ân-ı kerîmi en iyi okuyan sahâbîlerden.

Ebû Mûsel-Eş´arî, Müslüman olmasını, Buhârî ve Müslim´in ittifakla bildirdiği hadîs-i şerîfte şöyle anlatmaktadır:

Biz Yemen´de iken Peygamber efendimizin ortaya çıkışı haberi bize ulaştı. Ben, iki ağabeyim, Ebû Bürde ve Ebû Rûhem ve Eş´arî kabîlesinden 52 kişi bir gemiye bindik ve Resûlullahı görmek için yola çıktık. Ancak gemimiz hava muhâlefeti sebebiyle bizi Habeşistan´a çıkardı.

Burada oturmamazı emretti Habeşistan´da Ca´fer bin Ebû Tâlib ile buluştuk ve Müslüman olduk. Hazret-i Ca´fer dedi ki: -... Devamı


Ebu Süfyan Bin Hâris

Ebu Süfyan Bin Hâris

Peygamberimizin süt kardeşi.

Ebu Süfyan bin Hâris, Peygamberimiz davete başlamadan önce, Peygamberimizi pek çok severdi. Resulullah efendimiz davete başlayınca, önce çok düşman olmuştu. Peygamberimizi ve Müslümanları hicveden şiirler söyledi. Bunun üzerine Peygamber efendimiz, görüldüğü yerde öldürülmesini emrettiler.

Nasıl izin verebilirim? Ebu Süfyan, Kureyş müşriklerinin, Peygamberimizle yaptıkları çarpışmaların hiçbirinden geri kalmadı. Müslümanlar, Şair Hassan bin Sabite, Sen de onu hiciv ve tahkir et demişlerdi. Hassan bin Sabit de demişti ki... Devamı


Ebû Zer-i Gıfârî

Ebû Zer-i Gıfârî

Gıfârî kabilesinin reisi.

Ebû Zer-i Gıfârî, Mekkenin ticâret yolu üzerinde yaşamakta olan Benî Gıfâr kabîlesindendir. Bunlar Arabistanda bulunan diğer kabîleler gibi câhiliye devrinin her çeşit kötülüğünü işliyor ve putlara tapıyordu. Ticâret kervanlarını çevirip, yağmacılık yapmalarıyla tanınmışlardı.

Ebû Zer-i Gıfârî de çevresinin tesîriyle bir müddet kervan soygunlarına katılmıştı. Kavmi arasında atılganlığı ve cesâreti ile şöhret bulmuş, gücü, kuvveti ve yiğitliği ile o çevrede pek meşhur olmuştu.

Putlardan nefret ediyordu Fakat o, bütün bun... Devamı


Erkam Bin Ebi´l Erkam

Erkam Bin Ebi´l Erkam

Evi ilk vakıf olan sahâbî.

Hazret-i Erkam´ın ataları, Mekke´nin sayılı zengin ve reisleri idiler. Bu sebeple, eskiden beri saygı ve i´tibâr görürlerdi. Kâ´be-i muâzzamanın batı taraflarında, yüksek bir evleri vardı. Beytullahı ziyâret edenler mutlaka, onların evi önünden geçmeye mecburdular. Safâ tepesinde bulunduğu için, uzaktan bile Kâ´be´yi görmek mümkündü.

Evim evinizdir Hazret-i Erkam Müslüman olduktan sonra, sevgili Peygamberimizi evlerine da´vet etti. Peygamber efendimiz de münâsip bir zamanda, Hazret-i Ebû Bekir´le birlikte şeref verdiler.... Devamı


Es\´ad Bin Zürâre

Es´ad Bin Zürâre

Câhiliye devrinde de tek bir Allaha inanan sahâbî.

Resûlullah efendimiz, Mekke´de herkesi îmâna da´vet ediyor, İslâm nûru ile küfür karanlığını aydınlatarak, kalblere Allah sevgisini yerleştirmeye çalışıyordu. Mekke´nin puta tapan Arapları, bu hak da´veti bir türlü anlayamıyor, İslâmiyeti kabûl etmemekte ısrar ve inat ediyorlardı. Çok az kimse Müslüman olmuştu. Onlara da, müşrikler, akla hayâle gelmedik sıkıntılar veriyor, işkence yapıyordu.

Siz kimlersiniz? Resûlullah her yıl hac mevsiminde ve Ukâz panayırı günlerinde Mekke şehrinin dışına çıkıp, başk... Devamı


Hadice-tül Kübra

Hadice-tül Kübra

Peygamberimizin ilk hanımı.

Hazret-i Hadice; güzelliği, malı, aklı, iffeti, hayâsı ve edebi ile Arabistan´da büyük şöhreti olan bir hanımefendi idi. Bu sebeple, her taraftan kendisine talip olan ve rağbet eden pek çok kimse vardı. Fakat gördüğü bir rüya gereği, o hiç kimseye iltifat etmemişti.

Gerçekleşen rüya Rüyasında, gökten ay inip koynuna girmiş, ayın nuru, koltuğundan çıkıp, bütün âlemi aydınlatmıştı. Sabahleyin, bu rüyayı, akrabasından olan Varaka bin Nevfel´e anlattı. Varaka dedi ki: - Ahir zaman Peygamberi, seninle evlenir ve senin zamanında O... Devamı


Hâlid Bin Velid

Hâlid Bin Velid

Allahın kılıcı lâkabı ile tanınan kumandan Sahâbî.

Hâlid bin Velid, Kureyş arasında süvâriliği ve askerliği ile tanınırdı. Bedir ve Uhud savaşlarında henüz Müslüman olmadığından düşman birliklerinden birinin kumandanıydı. Hudeybiyede de düşman tarafında idi.

Kardeşi Velid, Bedirde esir edildi. Fidye karşılığında serbest bırakılıp, Mekkeye dönünce, îmâna geldi ve tekrar Medîneye döndü. Oradan, Hazret-i Hâlid bin Velidin Müslüman olması için, teşvik edici mektuplar gönderdi. Resûlullah efendimiz de teşvik edici sözler söyledi.

İslâma meyli arttı Hâ... Devamı


Hansa Hatun

Hansa Hatun

Meşhur kadın şair sahabilerden.

Peygamber efendimiz zamanında, Amrın kızı olan meşhur kadın şair Hansa, çok güzel kahramanlık şiirleri söylerdi. Müslüman olduktan sonra, İslâm, onu üstün bir feragat ve fedakârlık timsali yapmış ve imanda kemale erdirmişti. Dört çocuğu Kadisiye harbinde şehit olduğu hâlde, cesaret ve sebatında asla bir sarsılma olmamıştı. Şehit anası olmanın verdiği teselli, ona evlat acısını bile unutturmuştu.

Başka söze ne hacet? Hansa Hatun, Kadisiye muharebe meydanına giderek, çocuklarını şu tarihi sözleriyle coşturmuştur: Benim kahraman... Devamı


Kâ b Bin Züheyr

Kâb Bin Züheyr

Peygamberimizin hırkasını verdigi şâir Sahâbî.

Kâb bin Züheyr, Müzeyne kabîlesinden olup, onbir şâir yetiştiren bir âileye mensuptu. Babası Züheyr bin Ebî Sülemî ve kardeşi Büceyr de şâir idi. Kâb bin Züheyrin babası Hırıstiyan ve Yahûdi âlimlerinin yanlarına gider, onları dinlerdi. Onlardan âhir zamanda bir Peygamber gönderileceğini işitmişti.

İşâreti anlamıştı Züheyr, bir gece rüyâsında, gökten bir ip uzatıldığını, o ipten tutmak için elini uzattığı hâlde yetişemediğini görmüştü. Bu rüyâsının, âhir zamanda gelecek olan Peygambere yetişemeyeceğine ve öm... Devamı


Muaviye bin Ebi Süfyan

Muaviye bin Ebi Süfyan

Resulullahın vahiy kâtibi.

Hazret-i Muaviye (radıyallahü anh), Peygamber efendimizin kayınbiraderi ve vahiy kâtibi idi. Resulullahın zevcelerinden Habibe validemizin kardeşidir. Eshab-ı kiramın büyüklerindendir. Öleceği zaman, Resulullahın kendisine hediye ettiği bir gömleğe sarılıp, hazinesinde saklamış olduğu, Resulullahın mübarek saç ve tırnak kesintilerinin de gözlerine ve ağzına konularak defnedilmesini vasiyet etmişti. Kabri Şamdadır.

Mekke fethedildiği gün babası ile beraber, Resulullahın önünde müslüman oldu.

Hazret-i Muaviye, Peyg... Devamı


Mugire-Tebni Sube

Mugire-Tebni Sube

Meşhûr beş dâhiden biri olan Sahâbî.

Meşhûr Arap dâhilerinden Mugîre der ki: Biz Araplar içinde, dînine son derecede bağlı ve Lât putunun hizmetçisi bir kavimdik. Kavmimizin Müslüman olduğunu görecek olsam bile, onlara tâbi olmayacağımı sanırdım. Mâlikoğullarından bir heyet, Mısır meliki Mukavkısa gitmek ve hediye sunmak üzere hazırlanmışlardı.

Hiç kimse yanında değil! Onlarla birlikte ben de, gitmek üzere hazırlanmıştım. Amcam Urve bin Mesûda danıştım. Gitmekten men etti ve dedi ki: - Kardeşlerinden hiç kimse senin yanında değil!

Ben, onun söz... Devamı


Mus´ab Bin Umeyr

Mus´ab Bin Umeyr

İslâmda ilk öğretmen.

Mus´ab bin Umeyr, hem annesi hem de babası tarafından Kureyş´in asîl ve zengin bir âilesine mensub idi. Zengin oldukları için gâyet râhat bir hayat sürüyordu. Orta boylu, güzel yüzlü, nâzik ve yumuşak huylu, son derece zekî idi. Güzel konuşurdu.

Akl-ı selîm sâhibi olduğundan, putların bir fayda veya zarar veremiyeceğini bilir onlara tapılmasından nefret ederdi. Annesi tarafından en iyi şartlar altında refah ve bolluk içinde yetiştirilmişti.

Güzel yüzlü ve zengin olduğundan Mekke halkı ona gıpta ile bakardı. Peygamber efendi... Devamı


Seleme Bin Hişâm

Seleme Bin Hişâm Kardeşlerinin işkence ettiği sahâbî.Mekke ufuklarını aydınlatan hidâyet nûru, kalb ve gönüllere yansıyınca, İslâmiyetin şifâ bahşeden berrak menbaına her geçen gün birkaç kişi daha yanaşıyor, o âb-ı hayâta dalarak yudumluyor, rûhlarını paslandıran cehâlet ve zulüm kirlerinden kurtularak huzûra kavuşuyorlardı. İnsanlık, o sıralar o kadar zavallılaşmış ve gülünç bir hâle düşmüştü ki, her türlü aşağılıkları işliyorlardı. İşte onları, şirkin, küfrün ürkütücü pençesinden alıp, İslâmiyetin munis ve şefkatli sînesine, merhametli kucağına davet eden yüce Resûl, insanlığın hakîkî ... Devamı

Selmân-ı Fârisî

Selmân-ı Fârisî Ehl-i beytten sayılan İranlı sahâbî.Eshâb-ı kirâmdan olan Selmân-ı Fârisî hazretleri, İslâmiyeti bulmasını ve ebedî saâdete kavuşmasını şöyle anlatmıştır: Ben İranın, İsfehan şehrinin Cey köyündenim. Babam köyün en zengini olup, arazimiz ve malımız çoktu. Babamın tek çocuğu idim. Beni herkesten çok severdi. Bunun için benim üzerime titrerdi. Evden çıkmama izin vermezdi. Sâhibi sen olacaksın Babam Mecûsî (ateşperest) olduğu için, Mecûsîliği de bana, evde, tam olarak öğretti. Evde devamlı bir ateş yanar, biz ona tapar, secde ederdik. Babamın malı ve mülkü çok olduğu için, be... Devamı

Sümâme Bin Üsâl

Sümâme Bin Üsâl Yemâme kabîlesi reisi.Hicretten sonra Medîne´de İslâmiyet hızla yayılıyordu. İslâm güneşi gittikçe daha fazla insanı hidâyet nuru ile aydınlatıyordu. Peygamber efendimiz çevre kabîlelere elçiler gönderiyor, onları İslâmiyete da´vet ediyordu. Onlardan gelen elçileri kabûl ediyordu. Bir gün Sümâme bin Üsâl da Resûlullahın ziyâretine geldi. Sümâme, Basra Körfezi yakınlarında yaşayan Yemâme kabîlesinin reisi idi. Asıl maksadı Resûlullahı öldürmekti. Nitekim Resûlullahın huzûrunda iken, Peygamber efendimize saldırmaya teşebbüs etti. Ancak Eshâb-ı kirâm araya girerek buna mâni o... Devamı

Sürâka Bin Mâlik

Sürâka Bin Mâlik Eshâb-ı kirâmın süvârilerinden.Peygamber efendimize, Peygamberliğinin bildirildiğinin 13. senesinde, Kureyş müşrikleri, Peygamber efendimizin vücudunu ortadan kaldırmak için kesin karar almışlardı. Bu hususta ısrarlı idiler. Bunun üzerine Allahü teâlâ, Habîbine hicret etmesi için izin verdi. Beraber hicret edecekler Resûlullah efendimiz Hazret-i Ebû Bekire, beraber hicret edeceklerini bildirince, Hazret-i Ebû Bekirin gözlerinden sevinç yaşları aktı. Çünkü Kâinatin efendisiyle böyle bir yolculuk yapmak, herkese nasip olmazdı. Hazret-i Âişe vâlidemiz buyurmuştur ki: - O gün... Devamı

Ubâde Bin Sâmit

Ubâde Bin Sâmit Akabe bî´atlerinde kavminin temsilcisi olan sahâbî.Resûlullah efendimiz hicretten sonra Medîne´de, Yahûdîlerle antlaşma yapmışlardı. Buna göre Yahûdîler, Müslümanlara saldırmıyacaklar, onların düşmanlarına yardım etmiyeceklerdi! Buna rağmen, Yahûdîler sözlerinde durmadılar ve Müslüman kanı dökmekten çekinmediler. Medîneli Yahûdîler, üç kabîle hâlinde yaşıyorlardı. Kureyzâ, Nâdir ve Kaynukaoğulları. En cesûrları, Kaynuka Yahûdîleriydi. Pek sağlam bir kalede oturuyorlardı. Kuyumculuk ve tefecilikle geçinirlerdi. Savaşmasını bilmiyenler Müslümanların Bedir zaferinden sonra, h... Devamı

Velîd Bin Velîd

Velîd Bin Velîd Kardeşleri tarafından işkence gören sahâbî.Velîd bin Velîd, meşhûr Hâlid bin Velîd´in kardeşiydi. Bedir gazâsında müşriklerin safında harbe katıldı. Müşrikler bu harpte yenilince, onu Abdullah bin Cahş esir aldı. Medîne-i Münevvereye getirdi. Kardeşlerinden henüz müşrik olan Hâlid bin Velîd ile Hişâm bin Velîd, onu esâretten kurtarmak üzere Medîne´ye geldiler. Abdullah bin Cahş kurtuluş akçesi verilmedikçe bırakmak istemedi. Kardeşlerinden Hâlid râzı olduysa da, baba bir annesi ayrı kardeşi Hişâm kabûl etmedi. Zırh karşılığı anlaştılar Resûlullah efendimiz babalarının silâ... Devamı

Zeyd Bin Hârise

Zeyd Bin Hârise İlk îman eden köle.Zeytin gözlü çocuk, korkuyordu... Çünkü Arabistanın meşhur Ukaz Panayırı, karmakarışıktı. Burası, esir pazarıydı. Genç, yaşlı her cins köle satılıyordu. Kendisi kadar küçükler bile vardı. Adın ne? Heyecanlı pazarlık sesleri arasında, sıcak, toz ve gürültü çok bunaltıcıydı. Bu kargaşada, güler yüzlü bir adam, ona yaklaşarak sordu: - Senin adın ne oğlum?- Zeyd.- Babanın adı?- Hârise, efendim!- Nerelesin?- Yemenli.- Hangi kabîledensin?- Kudâa kabîlesinden.- Öyle mi? O, eski ve kıymetli bir kabîledir... Küçük Zeyd, beyaz dişlerini göstererek gülümsedi ve mır... Devamı

Yahudilikte kaç mezhep ve kaç çeşit Tevrat vardır?

Yahudilikte kaç mezhep ve kaç çeşit Tevrat vardır?

Yahudilikte de farklı mezhepler vardır. Bu mezhepler, eski Ahidin farklı tercümelerine paralel olarak ortaya çıkmıştır. Asıl Tevratın kaybolduğu bilinmektedir. Bununla beraber, değişik tercümeleri bulunan Eski Ahidin her tercümede birbirine uymayan farklı yanları vardır. Örneğin, Sebiniye olarak da bilinen Yunanca tercümesi ile, İbranice nüshası arasında açık bazı farklar vardır. İlk dili İbranice olan Eski Ahidin Aramice ve Yunanca tercümeleriyle birlikte tahrifat da başlamıştır. (Geniş bilgi için bk. M. Ziyaur-Rahman el-Azamî, el-Y... Devamı


Ezanda geçen -Haydin felaha!- çağrısını nasıl yorumlarsınız?

Ezanda geçen Haydin felaha! çağrısını nasıl yorumlarsınız?

Felah, kurtuluş demektir. Kurtuluş kelimesi değişik çevrelerce farklı şekilde yorumlanır. Bir fakirin âleminde bu kelime, başını sokacağı rahat bir yuva, karnını yetesiye doyuracağı kadar gıda ve örtüneceği bir elbise olarak canlanır. Kısacası, onun kurtuluştan anladığı, fakirlikten ve dilencilikten azat olmaktır. Bir hastanın dünyasında, bu kelime, şifa ile eş anlamlıdır. Asker, bu kelimeyi terhis mânâsında anlar, talebe ise okulu bitirme olarak değerlendirir. Mazlumun dünyasında kurtuluş, zalimin ölümüdür. Bunların hiçbirine i... Devamı

Orucu bozan ve bozmayan durumlar

Sual: Ağzın içindeki çürük dişe konan ilaç, orucu bozmuyor da, dil altına konan hap, niçin orucu bozuyor? Vücuttaki sağlam deriye konan ilaç emilse bile orucu bozmuyor da, ağızdaki sağlam deriye konan ilaç emildiği için niye orucu bozuyor?CEVAPDilaltındaki deri, vücudun dışındaki deri değildir. Yumuşak, kaygan bir dokudur. Tıpta buna mukoza deniyor. Çok farklı özelliğe sahiptir. Birbiri ile asla mukayese edilmez. Dişin yapısı da mukozanın yapısından farklıdır. Bu hususta uzman doktorumuz diyor ki:Dilaltına ilaç konunca, sinir sisteminin uyarısı ile beyne çok acil haber gider. Beyin, dilaltında... Devamı

Hilal görülünce Ramazan başlar

Sual: Ramazanın başlamasında hesaba, takvime göre mi hareket edilir, yoksa hilalin doğmasına, görülmesine mi itibar edilir?CEVAPHesaba takvime göre hareket edilmez. Hilalin doğmasına da itibar edilmez. Ancak, Hilalin görülmesine itibar edilir. Hadis-i şerifte, (Hilali görünce oruç tutun, tekrar görünce orucu bırakın) buyuruldu.Hilalin görüleceği günü değil, doğacağı günü doğru olarak hesapla tespit etmek mümkündür. Nitekim tespit edilmiştir de. Fakat dinimiz, oruca başlamayı, bayram etmeyi hilalin doğmasına değil, hilalin görülmesine bağlamıştır. Hilal, ya hesapların gösterdiği günde veya bir ... Devamı

Kadir gecesi

Sual: Kadir gecesinin önemi nedir?CEVAPRamazan-ı şerif ayı içinde bulunan en kıymetli gecedir. Bazı âlimlere göre Mevlid gecesinden sonra en kıymetli gecedir. Kadir Gecesi, Muhammed aleyhisselamın ümmetine mahsus bir gecedir. Başka Peygamberlere böyle bir gece verilmemiştir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Allahü teâlâ, Kadir gecesini ümmetime hediye etti, ondan önce kimseye vermedi.) [Deylemi] Peygamber efendimiz, daha önceki ümmetlerden bin sene cihad eden insanları düşünüp, benim ümmetimin ömrü kısadır, az ibadet ederler diye üzülünce, Allahü teâlâ, (Kadir gecesi senin ve ümmetinindir) buyur... Devamı


Kutlu doğum haftası

Sual: Kutlu doğumu, miladi yıla göre kutlamak caiz midir? CEVAPDinimizde mübarek geceler, hicri yıl ile kutlanır. Bütün ibadetlerde ve dini faaliyetlerde kameri aylar esas alınır. Hac, oruç, kurban ve bayram günleri kameri aylara göre tespit edilir. Haccı Allahü teâlânın bildirdiği zilhicce ayında yapmayıp da, miladi bir ayda, mesela hep ocakta yapmak, orucu, ramazanda değil de, hep şubatta tutmak, dini değiştirmek olur. Bütün mübarek geceler de, kameri aylara göre tespit edilir. Kadir gecesini ramazanda değil de, şubat ayında aramak, Berat Gecesini şaban ayında değil de, temmuz ayında kutlama... Devamı

Kağıt para ile zekat

Sual: (Kâğıt parayla niye zekât verilmesin ki) diyenler var. Bu konudaki dinin hükmü nedir?CEVAPGünümüzde herkes, dinden bahsediyor, aklına göre konuşuyor. Niye böyle olmasın ki, bence bal gibi olur diyorlar. Allah ne emrediyor, Peygamberimiz ne buyuruyor, din kitaplarımız ne yazıyor demiyorlar. Akla göre ölçü olsa, akıl sayısı kadar din olur. Onun için dinde nakil esastır.Zekât olarak verilecek mallar yerine, bunların kıymetlerini de vermek caizdir. Kıymet denilince, altın ve gümüş anlaşılır. Başka mal, çek, senet veya paralar anlaşılmaz; çünkü eşyanın kıymeti altın ve gümüşle anlaşılır. (Keş... Devamı

İslamiyet’in temelini bildiren dört hadis-i şerif hangisidir?

Sual: İslamiyetin temelini bildiren dört hadis-i şerif hangisidir?

CEVAP

İslamiyetin dört temeli, şu dört hadis-i şerifle bildirilmiştir:

1- (Ameller niyetlere göredir.) [Buhari]

 

2- (Helal ve haram meydandadır.) [Ebu Davud]

 

3- (Davacının şahit göstermesi ve davalının yemin etmesi lazımdır.) [Tirmizi]

 

4- (Kendi için istediğini, din kardeşi için de istemeyen, imanı kâmil olmaz.) [Ebu Davud]

 

Bu hadis-i şeriften birincisi ibadet bilgilerinin, ikincisi muamelat bilgilerinin, üçüncüsü adalet bilgilerinin, dördünc... Devamı


Kız çocuklarını da diri diri gömüyorlarmış doğru mu ?

Sual: Müslümanlık gelmeden önce, o zamanki insanlar, bakamayız diyerek fakirlik sebebiyle çocuklarını öldürüyorlarmış. Kız çocuklarını da diri diri gömüyorlarmış. İslamiyet gelince bu durumu yasaklamış mıdır? Yasaklamışsa bu konudaki âyet ve hadisler nelerdir?

CEVAP

Bu konudaki bir âyet-i kerime meali:

(Çocuklarınızı yoksulluk korkusuyla, geçim endişesiyle öldürmeyin. Onların da, sizin de rızkınızı biz veririz. Onları öldürmek elbette çok büyük bir günahtır.) [İsra 31]

 

Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:

(Allahü teâlâ, ana babayı üzmeyi, kız çocu... Devamı


Hac ve Umre Malzemeleri © 2009
Hac - Umre ve İslamiyet Hakkında Genel Bilgiler Sİtemizde