Oruç

Hz. NÛH (a.s)

 

Allah Teâlâ´ya ibadeti terkedip, tapınmak için kendilerine putlar edinen ve böylece yeryüzünde ilk defa fesada uğrayan bir kavmi tevhid akidesine döndürmek için gönderilen peygamber. "Ulul-Azm" peygamberlerin ilki olan Nûh (a.s)´ın, kavmini tevhide döndürmek için verdiği mücadele, Kur´an-ı Kerim´de uzunca zikredilmektedir. Adı, kırk üç ayrı yerde zikredilen Nûh (a.s)´ın kıssası, şu surelerde mufassal olarak ele alınmıştır: el-A´raf, Hûd, el-Müminûn, eş-Şuârâ, el-Kamer ve kendi adıyla adlandırılmış olan, Nûh suresi.

Nûh (a.s), Adem (a.s)´dan yaklaşık olarak bin sene sonra gön... Devamı


Hz. DAVUD (a.s.)

 

Kur´ân-ı Kerim´de adı geçen İsrailoğulları peygamberlerinden biri.

Yahuda kabilesinden İsa (Yasa)´nın sekizinci oğludur.

İnsanoğlu yoldan çıkıp da bataklığa düştükçe, yüce Allah, onlara peygamberler göndermiştir. Onlar bu peygamberler vasıtasıyla uyarılmıştır. İsrailoğullarına da peygamberler gönderilmiştir. Onlar, umumiyetle bu peygamberlere isyan hatta ihanet etmişlerdir.

Hz. Musa´nın vefatından sonra, yine İsrailoğulları isyanın karanlığına daldılar. Azgınlık yaparak Hz. Musa´nın Allah´tan getirdiği akîdeyi terk etmeye başladılar. Cenâb-ı Allah, onların üzer... Devamı


Hz. YAHYA (a.s)

 

Kur´an´da adı geçen peygamberlerden biri. Yüce Allah tarafından, Kur´an´da: "Ey Zekeriyya! Sana Yahya isminde bir oğlanı müjdeliyoruz. Bu adı daha önce kimseye vermemiştik" (Meryem, 19/7) ayeti ile haber verildiğine göre; Yahya (a.s.), Zekeriya (a.s)´ın oğlu idi. Kendisine Yahya adı da, Allah tarafından verilmişti.

Yahya (a.s)´nın yüzü güzel, kaşları çatık, saçları seyrek, burnu uzun, sesi ince ve parmakları kısa idi. O, İsâ (a.s)´dan altı ay önce dünyaya gelmişti. Yani Isâ (a.s)´dan altı ay büyüktü. Dolayısıyla, Musa (a.s)´nın şeraitiyle amel eden peygamberlerin sonuncusuyd... Devamı


Hz. İSA (a.s)

 

Kur´an-ı Kerîm´de adı geçen ve İsrailoğullarına gönderilen peygamberlerden. Hz. İsa (a.s) batılı tarihçilere göre miladi yıldan dört veya beş sene kadar önce doğmuştur.

Yine batılı tarihçilere göre Hz. İsa (a.s) Romalıların elinde bulunan Yahudiye´de Romalılardan Tiberius iktidarı döneminde otuz yaşlarına doğru peygamberliğini insanlara bildirdi. Önce Celile´de sonra Kudüs´te insanları hak dine davet etti. Yahudilerin dinini ikmal onların dine kattıklarını düzeltmek için gönderilen Hz. İsa (a.s) kendisine indirilen İncil adlı kutsal kitapta bunu şöyle anlatır: "Ben yok etmeğ... Devamı


LOKMAN (LUKMAN)

 

Bir nebî veya velî olduğu ihtilâflı; ancak çoğunluğun tercihine göre hakim bir şahsiyet.

Kur´ân-ı Kerîm´de Lokman adı iki yerde geçer (Lokman, 31/12,13). Kelime, aynı zamanda Mekkî bir surenin adıdır. Bu sûrenin nüzul sebebi Kureyşlilerin Lokman´ı Hz. Peygamber (s.a.s)´e sormalarıdır.

Lokman´ın adı geçen iki ayetin meâli şöyledir: "Andolsun Biz Lokman´a Allah´a şükretmesi için hikmet verdik. Şükreden kimse ancak kendisi için şükretmiş olur. Nankörlük eden ise, bilsin ki Allah her şeyden müstağnîdir, övülmeye lâyık olandır. Lokman, oğluna öğüt vererek. "Yavrum, Allah´a... Devamı


PEYGAMBERLER TARİHİ

Soru 1  : Allah (c.c.)ın emir ve yasaklarını insanlara haber veren, kendisine yeni bir                kitap ve yeni bir şeriat gönderilmeyip de kendinden önceki peygamberlerin                kitabı ve şeriatı ile amel eden Peygamberlere ne ad verilir?Cevap  : Nebi

Soru 2  : Kendisine yeni bir kitap ve yeni bir şeriat verilerek insanları hak yola               çağırmak için gönderilen peygamberlere ne ad verilir?Cevap  : Resul

Soru 3  : Diğer peygamberlere göre bir derece daha üstün olan peygamberlere Ulul-Azm denir.               Ulul-Azm olan peygamberler hangileridir?Cevap  ... Devamı


Mest üzerine mesh

Mest üzerine mesh Sual: Bir arkadaş "Kuranda abdest alırken ayakların meshedilmesi emrediliyor. Namaz vakitleri de üç olarak bildiriliyor. Şimdiki tatbikat yanlıştır diyor. Böyle bir şey var mı?CEVAPNamaz üç vakittir, ayaklar mesh edilir diye bir âyet yoktur. Abdest âyetinin meali şöyledir:(Ey inananlar, namaza kalktığınızda yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi, başlarınızı meshedip topuk kemiklerine kadar ayaklarınızı yıkayın.) [Maide 6]Peygamber efendimiz senelerce abdest aldı, bir defa çıplak ayaklarına mesh ettiği vaki değildir. Mestlerine mesh ettiği ise vakidir. Bu konuda bir ç... Devamı

Medîne devri

Medîne devri Muhammed aleyhisselâmın ve Eshâb-ı kirâmın Medîneye hicretiyle Müslümanlar için yeni bir devir başlamış oldu. Resûlullah efendimizin Mekkeden Medîneye hicret etmekte olduğu işitilince, hâdise Medînede büyük bir sevinçle karşılandı. Müslümanlar onu karşılamak için yollara düştüler. Sevgili Peygamberimiz Kubâya gelince orada ilk mescidi yaptırdı. Kubâda 10 gün kaldıktan sonra Medîneye hareket ettiler. Cumâ günü Rânuna Vâdisinden geçerken öğle olmuştu. Peygamberimiz cumâ namazının farz olduğunu bildirdi ve orada ilk cumâ namazını kıldırdı. Medîneye varınca görülmemiş bir sevgi ve ... Devamı


Abdullah Bin Amr Bin Âs

Abdullah Bin Amr Bin Âs

Hadîs-i şerîf yazması ile meşhûr sahâbî.

Abdullah bin Amr, Bedir ve Uhud harbinden başka bütün harplere katılıp, Peygamber efendimizin yanında bulundu. İlk iki harbe yaşı küçük olduğu için katılamamıştır. Katıldığı savaşlara süvâri olarak katıldı. Ayrıca harbe gidecek askerleri tâlim ile, onları savaşa hazırlamak gibi mühim vazîfelerde bulundu. Birçok harbe kumandan olarak katıldı.

Askerlere binek temin et! Abdullah bin Amr hazretleri, kumandanlığı ile ilgili bir husûsu, kendisi şöyle anlatır: Resûl-i ekrem efendimiz, yanımda bulunan develere as... Devamı


Abdullah Bin Ömer

Abdullah Bin Ömer

En çok hadîs bilen sahâbîlerden.

Abdullah bin Ömer hazretleri, Eshâb-ı kirâmın büyüklerinden olup, dört büyük halîfeden Hazret-i Ömerin oğludur. İlk îmâna gelenlerdendir. Babası îmân ile şereflenince, o da küçük yaşta Müslüman oldu.

Küçük yaştan beri Peygamber efendimizle beraber bulundu. Bunun için Eshâb-ı kirâm içinde en çok hadîs-i şerîf nakledenlerden oldu.

Ayrıca, yaratılış olarak üstün hâllere sahip olduğundan ve Resûlullahın hizmeti ile şereflenip, uzun zaman sohbetlerinde bulunduğundan, bütün ilimlerde mâhir oldu.

Çok cömert idi ... Devamı


Abdullah Bin Zübeyr

Abdullah Bin Zübeyr

Medîne´de muhâcirlerden ilk doğan sahâbî.

Abdullah bin Zübeyr, Medînede muhâcirlerden ilk dünyaya gelen çocuktur. Hicretten yirmi ay sonra 622 de Medîne yakınındaki Kubâda dünyaya gelince, Muhâcirler çok sevinip rahatladılar. Çünkü Yahûdîler, Biz muhâcirlere sihir yaptık, çocukları olmayacak diyorlardı.

Bu mübârek zâtın doğumu, Yahûdîlerin yalanlarının ortaya çıkmasına sebep oldu. Resûlullah efendimiz ona duâ edip, ismini Abdullah, künyesini de Ebû Bekir koydu. Diğer künyesi Ebû Hubeyb idi.

İsmini Resûlulla koydu Hişâm bin Urve şöyle anlatmış... Devamı


Cafer-i Tayyar

Cafer-i Tayyar

Cennete uçarak giden sahâbî.

Peygamber efendimiz, 36 yaşlarında bulundukları sırada Hicaz topraklarında şiddetli bir kuraklık ve açlık hüküm sürüyordu. Hemen herkes her geçen gün bunun ağırlığını daha çok, daha derinden hissediyordu. Peygamber efendimizin amcası Ebû Tâlib, kalabalık bir ailenin reisiydi. Ailesini geçindirecek bir servete sahip değildi. Bunun için geçinmekte herkesten daha çok sıkıntı çekiyordu.

Yükünü biraz hafifletelim Peygamber efendimiz, küçük yaşından beri yanında büyüdüğü ve iyiliğini gördüğü amcasına bu sıkıntılı zamanında bir yard... Devamı


Ebû Hüreyre

Ebû Hüreyre

En çok hadîs-i şerîf rivâyet eden sahâbî.

Ebû Hüreyre Hicretin 7. senesinde Müslüman oldu. Gençliğinde fakîrlik ve sıkıntı içinde yaşamıştır. Müslüman olduğunda 30 yaşını geçmişti. Yemendeki Devs kabîlesinin ileri gelenlerinden ve meşhûr şâir olan Tufeyl bin Amr vâsıtasıyla Müslüman oldu.

Tufeyl bin Amr, Peygamber efendimizin duâsı ve emri üzerine kabîlesini İslâma davet edince, ilk kabûl eden Ebû Hüreyre oldu. Bundan sonra Tufeyl bin Amr, îmân edenlerle birlikte Yemenden ayrıldı. Yetmiş kişiden fazla Müslüman, bir kâfile hâlinde Medîneye geldiler.

E... Devamı


Ebû Zer-i Gıfârî

Ebû Zer-i Gıfârî

Gıfârî kabilesinin reisi.

Ebû Zer-i Gıfârî, Mekkenin ticâret yolu üzerinde yaşamakta olan Benî Gıfâr kabîlesindendir. Bunlar Arabistanda bulunan diğer kabîleler gibi câhiliye devrinin her çeşit kötülüğünü işliyor ve putlara tapıyordu. Ticâret kervanlarını çevirip, yağmacılık yapmalarıyla tanınmışlardı.

Ebû Zer-i Gıfârî de çevresinin tesîriyle bir müddet kervan soygunlarına katılmıştı. Kavmi arasında atılganlığı ve cesâreti ile şöhret bulmuş, gücü, kuvveti ve yiğitliği ile o çevrede pek meşhur olmuştu.

Putlardan nefret ediyordu Fakat o, bütün bun... Devamı


Ebüdderdâ

Ebüdderdâ

Kâdılık yapan sahâbîlerden.

Ebüdderdâ hazretleri, Bedir seferi sırasında Müslüman oldu. Önceleri puta tapardı. Bir gün Ebüdderdânın ana bir kardeşi Abdullah bin Revâha ile Muhammed bin Mesleme, Ebüdderdânın bulunmadığı bir sırada evine girerek putunu kırdılar.

Niye mâni olamadın? Ebüdderdâ, eve dönünce, hem putun kırıklarını topluyor, hem de diyordu ki: - Yazıklar olsun sana! Ne diye seni kıranlara mâni olmadın? Onları ne diye üzerinden defedemedin?

Zevcesi Ümmüdderdâ dedi ki: - Eğer o, bir kimseye fayda verebilse veya gelecek bir zararı önleyebilse id... Devamı


Enes Bin Mâlik

Enes Bin Mâlik

Resûlullahın hizmetçisi.

Medîneli çocuklar hem koşuyor, hem de sevinçle bağırarak etrafı çınlatıyorlardı: - Resûlullah efendimiz geldi! Kâinâtın efendisi geldi!

Günlerce, aylarca, beklenen Allahın Resûlü işte geliyordu...

Çocuklar arasında en coşkulusu, şüphesiz Hazret-i Enes idi. Ancak 9-10 yaşlarındaydı. Bütün varlığıyla koşuyor, sevinç çığlıkları atıyordu. Dikkatle bakmasına rağmen, Âlemlerin Efendisini bir türlü göremedi.

Müjdeyi verin! Bir müddet daha, o heyecanla koştular, bağırdılar. Nihayet Kusvâ adlı develeri üzerinde, Resûlullah e... Devamı


Hafsa Binti Ömer

Hafsa Binti Ömer

Peygamberimizin hanımlarından.

Hazret-i Ömerin kızı olan Hazret-i Hafsa, önce Huneys bin Huzafe ile evlendi. Huneys ile ilk muhacirlerden olup, önce Habeşistana, sonra Medineye hicret etti. Huneys, Bedir ve Uhud gazvelerine katılıp, Uhudda yaralanıp, Medinede sehit oldu.

Hazret-i Hafsa, genç yaşında dul kalınca; babası Hazret-i Ömer hicretin üçüncü yılında, Hazret-i Ebu Bekire ve Hazret-i Osmana, Kızımı alır mısınız diye teklif etmiş, onlar da, Düşünelim demişlerdi.

Sebebi nedir? Birgün Resulullah efendimiz, her üçü ve başkaları yanında iken, Ha... Devamı


Huzeyfe Bin Yemân

Huzeyfe Bin Yemân

Sevgili Peygamberimizin sırdaşı.

Huzeyfe bin Yemân hazretleri şöyle anlatıyor: "Hendek savaşının en şiddetli safhaya ulaştığı bir sırada, bir gece yarısı Eshâb-ı kirâmdan bir grup olarak Resûlullahın yanında idik. Öyle bir gecede bulunuyorduk ki, ondan daha karanlık bir gece görmemiştik. Bu şiddetli karanlıkla birlikte gök gürültüsünü andıran korkunç bir rüzgâr da esmeye başlamıştı.

Ok ve taş atma Bu sırada müşrik ordusu, telâşa kapılıp, kendi aralarında anlaşmazlığa düşmüşlerdi. Peygamber efendimiz bize onların bu hâlini haber verdi. Resûluluh efendi... Devamı


Muaz bin cebel

Muaz bin cebel

Helâl ve harâmı iyi bilen sahâbî.

Peygamber efendimiz Müslüman beldelerine vâli ve zekât tahsil memurları gönderdiği sıralarda, bir gün sabah namazından sonra Eshâb-ı kirâma dönerek buyurdu ki: - İçinizden hanginiz Yemen´e gider?

Hazret-i Ebû Bekir cevap verdi: - Ben giderim yâ Resûlallah!

Peygamberimiz bir müddet sonra tekrar sordu: - Hanginiz Yemen´e gider?

Bu sefer Hazret-i Ömer cevap verdi: - Ben giderim Yâ Resûlallah!

Peygamberimiz biraz sonra yeniden sordu: - İçinizden Yemen´e kim gider?

Mu´âz bin Cebel ayağa kalkıp dedi... Devamı


Osman Bin Maz´ûn

Osman Bin Maz´ûn

Medîne´de ilk vefât eden muhâcir sahâbî.

Osman bin Maz´ûn temiz bir yaratılışa sahipti. İslâmdan önce de düzenli ve ağırbaşlı bir yaşayışı vardı. Müslüman olmadan önce hiç içki içmemiş ve; - Aklı giderip, benden aşağıdakileri bana güldüren bir şeyi içmem, demiştir.

Böyle bir insanın her türlü kemâli, iyiliği ve güzelliği emreden İslâmiyeti kabûl etmemesi düşünülemezdi.

Resûlullah efendimiz bir gün Mekke´de evinin yanında oturuyordu. O sırada Osman bin Maz´ûn oradan geçiyordu. Resûlullah efendimiz bakıp, tebessüm etti. Bunun üzerine Resûlullah ef... Devamı


Sâlim Mevlâ Ebû Huzeyfe

Sâlim Mevlâ Ebû Huzeyfe Kur´ân-ı kerîmi en iyi okuyanlardan.Hazret-i Ebû Bekir zamanında Müseylemet´ül Kezzâb´a karşı yapılan Yemâme gazâsında Muhâcirlerin sancaktarı Hazret-i Sâlim Mevlâ Ebû Huzeyfe idi. Sâlim´in sancağı taşıması dolayısıyla tehlikeye hedef olacağını gören Eshâb dediler ki: - Senin başına bir zarar gelmesinden korkarız. Fakat o buyurdu ki: - Eğer ben sancağı taşımayacak olursam Kur´ân-ı kerîm ehlinin en bedbahtı olurum. Meydan Allah nidâsıyla inledi Harp sırasında Beni Hanîfe kabîlesi, sancağı düşürebilmek için sancağın bulunduğu yere ve sancaktar Sâlim´e çok şiddetli bi... Devamı

Seddad Bin Evs

Seddad Bin Evs Ailece müslüman olan sahabilerden.Seddad bin Evs, Medineli ensardan idi. Müslüman bir aile ocağında yetişti. Yaşı küçük olduğu için, Resulullah efendimizin gazalarına katılamadı. Ancak Resulullah efendimizin huzurunda devamlı bulunarak yüksek derecelere ve ilimlere kavuştu. Peygamber efendimizin vefatından sonra Şamda, Filistinde, Beyt-ül-Mukaddeste ve Humusta bulundu. Uykum kaçıyor Seddad bin Evs, eshabın faziletlilerindendir. Geniş bir bilgiye sahipti. Devrinde, her ilimde kendisine müracaat edilirdi. Yumuşak huylu, açık sözlü, hiddet zamanında gadabına hakim idi. İbadett... Devamı

Sevbân

Sevbân Resûlullahın hizmetçisi.Hazret-i Sevbân aslen Yemenliydi. Esîr olarak satılıyordu. Peygamberimiz esâret parasını vererek onu satın aldı, sonra da serbest bırakarak hürriyetine kavuşturdu. Fakat Hazret-i Sevbân, engin şefkat deryâsı olan Resûl-i ekreme bir anda ısınmıştı. Ondan ayrılmak istemedi. Bunu farkeden Peygamberimiz, kendisine şu teklîfte bulundu: - İstersen ailenin yanına dön, onlarla yaşa; istersen bizimle, Ehl-i beytimizin arasında bulun. Makâmını yükseltir Bu, Hazret-i Sevbânın dört gözle beklediği bir teklîfti. Hiç düşünmeden, Kâinâtın efendisiyle beraber kalmayı kabûl ... Devamı

Üsâme Bin Zeyd

Üsâme Bin Zeyd Resûlullahın çok sevdiği sahâbîlerden.Peygamber efendimizin Hazret-i Mâriyeden doğan, oğlu Hazret-i İbrâhim, 629 senesinde birbuçuk yaşında iken süt annesi Ümmü Bürdenin evinde bulunuyordu. Peygamber efendimiz, oğlunun hastalandığını işitince, Hazret-i İbrâhimin yanına gittiler.Sen de mi ağlıyorsun yâ Resûlallah? Onu kucağına aldıklarında, can vermek üzereydi. Peygamberimizin mübârek gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Sen de mi ağlıyorsun, yâ Resûlallah? diyen Hazret-i Abdurrahman bin Avfa buyurdu ki: - Ey ibni Avf, benim bu ağlamam bir acımadan ibârettir. Ben, ölen kimsede... Devamı

Zeyneb Binti Cahş

Zeyneb Binti Cahş Peygamberimizin hanımlarından.Hazret-i Zeyneb validemiz, Peygamberimizin halasının kızı olup, ilk iman edenlerdendi. Mekke´den Medine´ye hicret etti. Önceleri, Resulullahın azatlı kölesi olan Zeyd bin Hârise ile evli idi. Zeyd bin Hârise, Hazret-i Zeyneb´in hakkını gözetemediğinden ayrıldılar. Beni ona sen ver! Resul aleyhisselam, halasının kızının durumuna üzülüp, onun şerefini iâde etmek ve onu üzüntüden kurtarmak için, Hazret-i Zeyneb´i nikâh etmek istedi. Hazret-i Zeyneb bunu işitince, sevincinden iki rekat namaz kılıp, şöyle duâ etti: - Ya Rabbî! Senin Resulün beni ... Devamı

Takva nedir, müttaki kime denir?

Takva nedir, müttaki kime denir?

Takva , korkma, sakınma, Allah korkusuyla günahlardan korunmak demektir. Muttaki, takva üzere yaşayan mümin demek olur. Takvada ilk akla gelen, haramları terktir. Bunu, mekruhlardan sakınma takip eder. Mekruh, çirkin bulunan, hoş karşılanmayan fiil, söz ve hâllere denir. Bunların terk edilmeleri de takvadandır. Daha sonra şüpheliler karşımıza çıkar. Bunların da mekruhlar gibi haramla bir başka komşulukları vardır. Hakkında kesin bir hüküm olmayan işlerde, takvaya uygun olanı, haram olma ihtimalini gözeterek o fiilleri terk etmektir. Sonra mübah ve hel... Devamı


Orucun ve Ramazan ayının fazileti

Orucun ve Ramazan ayının fazileti

Sual: Ramazan ayının önemi nedir?CEVAPBu konuda imam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Mübarek Ramazan ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan, nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu ayda bir oruçluya iftar verenin günahları affolur. Cehennemden azat olur. O oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir. O oruçlunun sevabı hiç azalmaz.Bu ayda, emri altında bulunanların, işlerini hafifleten, onların ibadet etm... Devamı

Oruç ve aç durmak

Oruç ve aç durmak Sual: Bazıları aç ve susuz durmanın ne faydası olur ki diyorlar. Oruç tutmaktan maksat nedir?CEVAPOruç, yalnız aç ve susuz kalmak değildir. Bir hayvanı veya inanmayan bir kimseyi bir odaya hapsedip aç, susuz bırakmakla oruç tutturulmuş olmaz. Orucun, sabır, şükür, nefs terbiyesi gibi diğer ibadetlerle irtibatı vardır. Onun için hadis-i şerifte, (Her şeyin bir kapısı vardır. İbadetlerin kapısıysa oruçtur) buyuruldu. (İbni Mübarek)Sinir sistemimizin vücuttaki yeri çok mühimdir. Dil sinirleri felç olan konuşamaz. Bacaktaki sinirler felç olursa, insan yürüyemez. Sinirimizin bozul... Devamı

Oruç tutmak faydalıdır

Oruç tutmak faydalıdır

Sual: Oruç tutmak vücuda zarar verir mi?CEVAPHayır; çünkü Allahü teâlâ, zararlı olan bir şeyi emretmez. Tıp uzmanları diyor ki: Oruçlu kimselerde adrenalin ve kortizon hormonları kana daha kolaylıkla karışmaktadır. Bu hormonlar, tesirlerini kanserli hücreler üzerinde de göstermektedir. Böylece bu hormonlar kansere karşı bir çeşit kalkan rolünü oynamakta, yani kanser hücrelerinin çoğalmasını önlemektedir. Oruç tutan bünye, adeta bakıma girer, iç organları saran yağlar erir, vücudun zindeliği artar, direnme gücü kazanır, mide, böbrek, şeker, kalb ve karaciğer has... Devamı


Orucun farzları

Sual: Orucun farzı kaçtır?CEVAPOrucun farzı üçtür. Bunlar: 1- Niyet etmek. 2- Niyeti, ilk ve son vakitleri arasında yapmak. 3- İmsak vaktinden güneşin batmasına kadar olan zaman içinde, orucu bozan her şeyden sakınmaktır. Sual: Oruca niyetin vakti ne zaman başlar?CEVAPRamazanda ve nafile oruçlarda niyetin vakti, güneş battıktan sonra başlar. Son vaktiyse, ertesi günü öğleye bir saat kalıncaya kadardır. Kaza ve kefaret oruçlarındaysa, akşamdan imsak vaktine kadardır. Ramazanda oruca niyet ederken, akşamdan imsak vaktine kadar (Yarın oruç tutmaya), imsak vaktinden sonraysa (Bugün oruç tutmay... Devamı

Günah işleyenin orucu

Günah işleyenin orucu

Sual: Bazıları, (Namaz kılmayan, içki içen, açık gezen veya başka günah işleyen bir kimse, boşuna oruç tutmamalı) diyorlar. Bu söz doğru mudur?CEVAPHayır, dine aykırıdır. Birkaç günah işleyenin, diğer günahları da yapması gerekmez. Hem oruç tutup hem de günah işleyen kimse, oruç tutmakla hâsıl olan büyük sevaba kavuşamaz; fakat ahirette, niçin oruç tutmadın diye hesaba çekilmez. Oruç borcunu ödemiş olur; hatta orucun bereketiyle diğer günahlardan da kaçma imkânı olur. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:(Bütün günahlara tevbe edip hepsinden kaçmak büyük ... Devamı

Oruç tutmamayı mubah kılan özürler

Oruç tutmamayı mubah kılan özürler

Sual: Oruç tutmamayı mubah kılan özürler nelerdir?CEVAPOruç tutmamayı mubah kılan özürler şunlardır:1- Hastalık: Hasta olan veya oruç tutunca hastalığı artan kimse, oruç tutmaz veya tutuyorsa bozabilir. Hastaya bakan da, hasta hükmündedir. Hastaya bakmak için sıkıntıya girerse, oruç tutmayabilir.2- Sefer: 104 km uzağa giden kimse, 15 günden az kaldığı yerde seferi olur. Yolculukta sıkıntı olur, iş aksar veya kazaya sebep olacak bir durum olursa, orucu kazaya bırakmak caiz olur. Hadis-i şerifte, (Seferde sıkıntı içinde oruç tutmak, iyilik sayılmaz) b... Devamı


Seferde iken oruç tutmak

Sual: Seferde olana da Ramazan orucu farz mı? CEVAPEvet. Ama kazaya bırakması caizdir.Sual: Seferde oruç tutmak gerekmediği halde, Ramazan orucunu tutan nafile sevabı mı alır?CEVAPSeferi olan, Ramazan orucunu tutarsa, farz sevabı alır.Özürsüz oruç yememeliSual: Devamlı şehirlerarasında şoförlük yapanın, oruç tutmaması günah olur mu?CEVAPİşi aksatacak zorluk yoksa Ramazan-ı şerifte oruç tutmak çok sevabdır. Özürsüz oruç tutmamak büyük günahtır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:(Ramazanda mazeretsiz bir gün oruç tutmayan, bunun yerine bütün yıl boyu oruç tutsa, Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşam... Devamı

Açıktan oruç yemek

Sual: (Allahın bildiği kuldan saklanmaz) diyerek açıktan oruç yiyenler oluyor. Günah değil midir?CEVAPGünahı, açık da, gizli de işlemek caiz olmaz. Fakat nefsine, şeytana uyarak günah işleyen, günahını gizlemelidir! Günahı gizlemek birkaç yönden faydalıdır: 1- Eğer günahlarımız açığa çıkmamışsa sevinmelidir! Cenab-ı Hak, (Günahı gizleyin) buyuruyor. Peygamber efendimiz de sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu ki:(İnsan günahını dünyada gizlerse, Allahü teâlâ da, kıyamette, bu günahı kullarından saklar.) [Müslim] 2- Allahü teâlâ açıktan, çekinmeden günah işleyenlere daha çok buğzeder. Fakat üzüle... Devamı

Kadınlar muayyen günlerinde iken

Sual: Muayyen günlerimizde neleri okuyup, neleri okuyamayız? Daha doğrusu bu günlerimizde yasak olan-olmayan şeyler nelerdir?CEVAPHayz ve nifaslıya yasak olanlar:1- Namaz kılamaz. Hadis-i şerifte de, (Hayzlı kadın namaz kılamaz) buyuruldu. (Buhari, Müslim, Ebu Davud)2- Oruç tutamaz. [Hazret-i Âişe validemizin naklettiği hadis-i şerifte, hayzlı iken tutulamayan oruçlar kaza edilir, kılınmayan namazlar affolur. (Buhari)]3- Kur´an okuyamaz. Hadis-i şerifte, (Hayzlı ve cünüp, Kur´an-ı kerim okuyamaz) buyuruldu. (Tirmizi) 4- Mushafa el süremez. Kur´an-ı kerimde mealen, (Kur´ana temiz olanlardan baş... Devamı

İftar vermenin fazileti

Sual: İftar vermenin sevabı nedir?CEVAPİftar vermek çok sevabdır. Yolda giderken bir oruçluya bir hurma veya bir zeytin verilse de iftar verme sevabına kavuşulur. Peygamber efendimiz, (Bir kimse, bu ayda bir oruçluya iftar verirse günahları affolur. O oruçlunun sevabı kadar ona sevab verilir) buyurunca, Eshab-ı kiramdan bazıları, bir oruçluyu iftar ettirecek kadar zengin olmadıklarını söylediler. Onlara cevaben buyurdu ki:(Bir hurmayla iftar verene de, yalnız suyla oruç açtırana da, biraz süt ikram edene de bu sevab verilir.) [Beyheki]Yine bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:(Ramazanda bir misafi... Devamı

İftarı geciktirmek caiz mi?

Sual: Bir iş sebebiyle iftarı ne kadar geciktirmek caiz olur? CEVAPAkşam vaktinin girdiği kesin olarak biliniyorsa, önce hurma, su gibi bir şey ile oruç açılır sonra namaz kılınır. Yemeği tezce yiyip sonra namaz kılmak da caizdir. Ancak iftar sofrasında çeşitli yemekler olduğu için, akşam namazı gecikebilir. Namaz mekruh vakte kalabilir. Bu bakımdan önce namazı kılmak ve sonra yavaş yavaş yemeği yemek daha uygun olur. Vaktin girdiği kesin belli değilse, önce namazı kılmak gerekir. Daha sonra vaktin girmediği anlaşılırsa, namazı iade etmek mümkündür. Fakat vakit girmeden oruç açılırsa, oruç boz... Devamı

Seher vakti ve sahur

Sual: Seher vaktinin önemi nedir ve nasıl hesaplanır?CEVAPSeher vakti gecenin son altıda biridir. Yani güneşin batışından imsak vaktine kadar olan zamanın son altıda biridir. Mesela akşam 17.30da, imsak da 5.30da oluyorsa, gecenin tamamı 12 saat demektir. Bunun altıda biri 2 saat eder. 5.30dan çıkarılınca 3.30 kalır. Saat 3.30dan saat 5.30a kadar seher vakti demektir. Yaz ve kış bu vakit azalıp çoğalır. Teheccüd namazını ve vitri, seher vaktinde kılmak iyidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Gecenin sonunda uyanamayacağından korkan, gecenin evvelinde vitri eda etsin! Sonra yatsın! Gece sonun... Devamı

Ramazanda ibadet ve iyiliğin sevabı

Sual: Ramazan ayında ibadet ve iyilik etmenin sevabı daha mı fazladır?CEVAPBu konuda imam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Mübarek Ramazan ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan, nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu ayda bir oruçluya iftar verenin günahları affolur. Cehennemden azat olur. O oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir. O oruçlunun sevabı hiç azalmaz.Bu ayda, emri altında bulunanların, işlerini hafifleten, onların ibadet etmeler... Devamı

İtikâf nedir, kadınlar nasıl yapar?

Sual: İtikâf nedir? Kadınlar evde itikâfa nasıl girer?CEVAPRamazan ayının son on gününde, gece gündüz bir camide kapanıp ibadet etmeye, itikâf denir. Ramazan-ı şerifte itikâf, sünnet-i müekkededir. Ancak itikâf, sünnet-i kifaye olduğu için bir mahallede birkaç kişi itikâfa girerse, diğerlerinden bu sünnet sakıt olur. Bu bakımdan imkanı olanlar itikâfa girmelidir! İtikâf eden kimse camide yiyip içer, yatar. Abdest için dışarı çıkabilir. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:(İtikâfta olan, günahlardan uzaklaşır, her iyiliği işlemiş gibi sevaba kavuşur.) [İbni Mace](Bir devenin iki sağımı kadar it... Devamı

Haram işlemek orucu bozar mı?

Haram işlemek orucu bozar mı? Sual: Oruçluyken günah işlemek, gıybet etmek orucu bozar mı?CEVAPOrucu bozmaz; fakat özellikle oruçluyken günahtan daha çok sakınmalıdır. Hadis-i şerifte, (Gıybet etmek, söz taşımak, yalan yere yemin etmek, namahreme şehvetle bakmak orucu bozar) buyuruldu. (Deylemi)İmam-ı azam hazretleri, bu hadis-i şerifi açıklıyor ve (Bu günahlar orucun sevabını bozar, sıhhatini bozmaz, oruç mekruh olur) buyuruyor. Yani bu günahları işleyen, oruç borcundan kurtulursa da, oruca mahsus olan büyük sevaba kavuşamaz. Hadis-i şerifte, (Nice oruç tutan vardır ki, açlık ve susuzluk... Devamı

Hastaların oruç tutması

Sual: Midesi tamamen alınan kimse, oruç tutabilir mi?CEVAPDoktorlar, oruç tutmasının sakıncası olmadığını söylüyorlar.Oruç ve fidyeSual: Oruç tutamayacak kadar yaşlı veya iyi olmasından ümit kesilen hasta, orucunu nasıl tutar? Tutamazsa kime ne kadar para verir?CEVAPÇok yaşlanıp, ölünceye kadar Ramazan orucunu veya kaza oruçlarını tutamayacak ihtiyar ve iyi olmasından ümit kesilen hasta, oruç tutmaz. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:(Oruç tutamayacak kadar yaşlı veya iyi olmasından ümit kesilen hasta fidye verir.) [Nesai]Yaşlı olup oruç tutamayan kimse, zenginse, her günün orucu için fidye ver... Devamı

Nafile oruç ve fazileti

Sual: Nafile orucun da sevabı olur mu?CEVAPOruç kazası olmayanın nafile oruç tutması çok sevaptır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:(Bir gün nafile oruç tutana kimseye, yeryüzü dolusu altın verilse, o orucun sevabını karşılamaz.) [İbni Neccar](Gizleyerek, bir gün nafile oruç tutana, Allahü teâlâ, Cennetini ihsan eder.) [Hatib]Sual: Ramazandan sonra her ay oruç tutmak isteyen hangi günler tutmalıdır?CEVAPHer ay 3 gün oruç tutmak çok iyidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:(Her [kameri] ayda, üç gün oruç tutmak, bütün yılı oruçlu geçirmek gibi sevaptır.) [Buhari](İbrahim aleyhisselam, her ayd... Devamı

Oruç kefareti

Sual: Orucu bozup kefaret gerektirenler nelerdir?CEVAPŞunlardır:1- Oruçlu olduğunu bilerek yiyip içmek,2- Cinsel ilişkiye girmek,3- Ramazanın bir gününde, kaza gereken bir şey yaparak orucunu bozan, bu ramazanın başka gününde de bu şeyi, nasıl olsa kefaret gerektirmiyor diyerek, kasıtla yine yapmak,4- Sigara içmek,5- Gıybet, sürme çekmek ve kan aldırmak gibi, orucu bozmadığı iyi bilinen şeyden sonra, oruç bozuldu sanarak, yiyip içmek.Sual: Oruç kefareti var mıdır?CEVAPElbette vardır. Geceden niyetli orucunu, kasten bozana kefaret lazım geldiği din kitaplarının hepsinde yazılıdır. Kütüb-i sitte... Devamı

Orucu bozan şeyler

Sual: Ramazan orucunu bozan şeyler nelerdir?CEVAPRamazan orucunu bozup, yalnız kaza gerektiren şeyler şunlardır:1- Boğaza kar ve yağmur kaçması,2- Astım spreyi kullanmak,3- Zorla bozdurulmak,4- Burna sıvı ilâç koymak,5- Burna kolonya çekmek, [Koklamak bozmaz.]6- Mukimken başladığı orucu, seferde bozmak,7- Ud ağacını, amberle tütsülenip dumanını çekmek,8- Başkasının içtiği sigara dumanını isteyerek çekmek,9- Kulağın içine ilâç damlatmak, kulağı ilaçlı suyla yıkamak,10- Derideki yaraya konan ilâcın sindirim yoluna girmesi,11- Vücuda ilaç şırınga etmek,12- İsteyerek, zorlayarak ağız dolusu kusmak... Devamı

Orucu bozmayan şeyler

Sual: Orucu bozmayan şeyler nelerdir?CEVAPBazıları şunlardır: 1- Oruçlu olduğunu unutarak yiyip içmek, 2- Ağzına gelen kusuntunun geri gitmesi, 3- Çatlak dudağa veya eldeki yarığa, krem, tentürdiyot, kolonya veya oksijenli su sürmek. [Açık yaraya sürülen merhemin, içeri sızdığı iyi bilinmedikçe orucu bozmadığı, S. Ebediyye´de bildirilmektedir. İyi bilmek, zanla olmaz. Kesin bilmek gerekir. Kesin bilinmeyince bozar denilemez.]4- Oksijen tüpüyle suni hava vermek, 5- Orucu bozmaya niyet edip de bozmamak, 6- İstemeyerek ağız dolusu kusmak, 7- Boğaza toz, duman vs. kaçması, 8- İsteyerek, zorlayarak... Devamı

Orucu bozan ve bozmayan durumlar

Sual: Ağzın içindeki çürük dişe konan ilaç, orucu bozmuyor da, dil altına konan hap, niçin orucu bozuyor? Vücuttaki sağlam deriye konan ilaç emilse bile orucu bozmuyor da, ağızdaki sağlam deriye konan ilaç emildiği için niye orucu bozuyor?CEVAPDilaltındaki deri, vücudun dışındaki deri değildir. Yumuşak, kaygan bir dokudur. Tıpta buna mukoza deniyor. Çok farklı özelliğe sahiptir. Birbiri ile asla mukayese edilmez. Dişin yapısı da mukozanın yapısından farklıdır. Bu hususta uzman doktorumuz diyor ki:Dilaltına ilaç konunca, sinir sisteminin uyarısı ile beyne çok acil haber gider. Beyin, dilaltında... Devamı

Oruçla ilgili çeşitli sual cevaplar

Sual: Derslerimi daha iyi anlamak için, bazı günler oruç tutmasam, bayramdan sonra kaza etsem sakıncası var mı?CEVAPOruç tutmak, derslere engel olmaz. Bilakis destek olur. Mide çok doyarsa insanın kafası o kadar çalışmaz. Aç olanın zekası keskin, anlayışı kuvvetli olur. Bu, daha işin tıbbi yönü. Allahü teâlânın rahmeti ihsanı ise ayrı. Onu akıl almaz. Ders için oruç tutmamak haram olur. Ramazan günü oruç tutmak büyük nimettir. Bu nimetten mahrum kalmamalı. Oruç tutmayı ganimet bilmelidir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:(Ramazanda bir gün oruç tutmayan, onun yerine bütün yıl oruç tutsa, o bir... Devamı

Teravih namazı

Sual: Peygamberimiz teravihi 8 ve 12 rekat kılmıştır. 20 rekat nereden çıkarılıyor ki?CEVAPPeygamber efendimiz, teravihi, 8, 12 ve 20 rekat olarak da kılmıştır. İbni Abbas hazretleri bildiriyor ki, Resulullah, yatsıdan sonra, vitirden önce, 20 rekat namaz kıldıktan sonra, (Ramazanda 20 rekat teravih namazı kılanın, yirmi bin günahı affolur) buyurdu. (İbni Ebi Şeybe)Teravihin yirmi rekat oluşu ve cemaatle kılınması hadis-i şerifle bildirilmiştir. Sünnet olduğu icma ile sabittir. (Merakıl-felah şerhi)Sual: Peygamberimiz teravihi 20 rekat olarak niye her zaman kılmamıştır?CEVAPPeygamber efendimiz... Devamı

Ramazanda sağlıklı beslenmek için

Sual: Ramazanda sağlık açısından yiyip içerken dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir?CEVAPBir doktor arkadaşımızın verdiği cevap şöyledir:Ramazan ayında, dengesiz beslenen kişilerde halsizlik, depresyon, mide ağrısı, hazımsızlık, tansiyon düşmesi gibi birçok sağlık problemi görülebiliyor. Sahura kalkmamak veya sahurda fazla miktarda yağlı besinler almak, iftarda ise, çok miktarda ve çok çeşitli yemekler, kan şekerini hızla yükselten gıdaları almak, hızlı yemek yemek ve yeteri kadar su içmemek yanlıştır. İftar ve sahurda ağır ve yağlı gıdalar yerine hafif, posalı ve sebze ağırlıklı besinler... Devamı

Hac ve Umre Malzemeleri © 2009
Hac - Umre ve İslamiyet Hakkında Genel Bilgiler Sİtemizde