Hadis
Hz. ÂDEM (a.s.)
İlk insan, ilk peygamber, insanlığın babası. Allah´u Teâlâ Hz. Âdem´i topraktan (turâbtan) yarattı. (Hûd, 11/61; Tâha, 20/55; Nuh, 71/18) Yüce Allah yeryüzünde bir halife yaratacağını meleklerine bildirdiği zaman; ilim, irade ve kudret sıfatlarıyla donatacağı bu varlığın yeryüzüne uyum sağlaması için maddesinin de yeryüzü elementlerinden olmasını dilemiştir:
"Sizi (aslınız Âdem´i) topraktan yaratmış olması onun ayetlerindendir. Sonra siz (her tarafa) yayılır bir beşer oldunuz." (er-Rum, 30/20)
Allah´u Teâlâ Hz. Âdem´i yaratırken maddesi olan toprağı çeşitli hâl ve saf... Devamı
LOKMAN (LUKMAN)
Bir nebî veya velî olduğu ihtilâflı; ancak çoğunluğun tercihine göre hakim bir şahsiyet.
Kur´ân-ı Kerîm´de Lokman adı iki yerde geçer (Lokman, 31/12,13). Kelime, aynı zamanda Mekkî bir surenin adıdır. Bu sûrenin nüzul sebebi Kureyşlilerin Lokman´ı Hz. Peygamber (s.a.s)´e sormalarıdır.
Lokman´ın adı geçen iki ayetin meâli şöyledir: "Andolsun Biz Lokman´a Allah´a şükretmesi için hikmet verdik. Şükreden kimse ancak kendisi için şükretmiş olur. Nankörlük eden ise, bilsin ki Allah her şeyden müstağnîdir, övülmeye lâyık olandır. Lokman, oğluna öğüt vererek. "Yavrum, Allah´a... Devamı
Abdest duaları ve manaları Abdest duaları ve manaları Sual: Abdest dualarının Arapçasını bilmeyen, Türkçesini okusa caiz midir? Başka bir şey okuyabilir mi? Her uzvu yıkarken nasıl dua etmelidir?CEVAPAbdest dualarını bilmeyen, Türkçesini okumalıdır. Türkçesini de bilmeyen kelime-i şehadet getirir veya bildiği başka duaları okur. Mesela Rabbena âtina...yı okur.Önce Euzü Besmele çekilir. Bize İslam dinini veren, imanı ihsan eden ve suyu temizleyici, İslamı nur kılan Allahü teâlâya hamdü senalar olsun denir. Her uzvu yıkarken aşağıdakiler gibi dualar okunur:Ağza su verirken: Ya Rabbi, Kur´an okurken, seni anarken, sa... Devamı
Misvak antiseptiktir Misvak antiseptiktir Sual: Bazıları, (Dişlerin çürümesini önlemek için diş macunu kullanmalı, bir ağaç bir odun parçası olan misvakı kullanmamalıdır) diyorlar. Bunların iddiaları doğru mudur? CEVAPBu sözler art niyetli bir çıkıştır, bilimsel değildir. Misvakı, hatta diş macunlarının özelliğini bile bilmeyen sıradan kimselerin söylediği sözdür. Erak ağacından yapılan misvak, diğer ağaç dallarından farklıdır, güzel bir rayihası ve antiseptik özelliği vardır. Diş macunlarının zararlı olduğu meşhur yabancı tıp kitaplarında bile bildirilmektedir. Mesela, Larousse İllustre Medical isimli tıp k... Devamı
Mest üzerine mesh Mest üzerine mesh Sual: Bir arkadaş "Kuranda abdest alırken ayakların meshedilmesi emrediliyor. Namaz vakitleri de üç olarak bildiriliyor. Şimdiki tatbikat yanlıştır diyor. Böyle bir şey var mı?CEVAPNamaz üç vakittir, ayaklar mesh edilir diye bir âyet yoktur. Abdest âyetinin meali şöyledir:(Ey inananlar, namaza kalktığınızda yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi, başlarınızı meshedip topuk kemiklerine kadar ayaklarınızı yıkayın.) [Maide 6]Peygamber efendimiz senelerce abdest aldı, bir defa çıplak ayaklarına mesh ettiği vaki değildir. Mestlerine mesh ettiği ise vakidir. Bu konuda bir ç... Devamı
Peygamberlerin en üstünü
Peygamberlerin en üstünü
Peygamber efendimiz, Peygamberlerin en üstünü ve sonuncusudur. Allahü teâlânın yarattığı varlıkların en şereflisi Muhammed aleyhisselâmdır. Her şey Onun hürmetine yaratıldı. O, Allahü teâlânın resûlü, son peygamberidir. Allahü teâlâ bütün peygamberlerine ismiyle hitâb ettiği hâlde, Ona Habîbim (sevgilim) diyerek hitâb etmiştir. Nitekim Allahü teâlâ bir hadîs-i kudsîde: Sen olmasaydın, sen olmasaydın, hiçbir şeyi yaratmazdım! buyurdu. Bütün mahlûkâtı Onun şerefine yaratmıştır. Allahü teâlâ kullarına râzı olduğu ve beğendiği yolu göstermek için çeşitli kavimler... Devamı
Mübarek soyu
Mübarek soyu
Muhammed aleyhisselâmın nûru, Âdem aleyhisselâmdan itibâren temiz babalardan ve temiz analardan geçerek gelmiştir. Kurân-ı kerîmde Şuârâ sûresi 219. âyetinde meâlen; Sen, yâni senin nûrun, hep secde edenlerden dolaştırılıp, sana ulaşmıştır. buyrulmaktadır. Nitekim Peygamber efendimiz hadîs-i şerîfte; Allahü teâlâ insanları yarattı. Beni insanların en iyi kısmından vücûda getirdi. Sonra, bu kısımlarından en iyisini (Arabistanda) seçti. Beni bunlardan vücûda getirdi. Sonra evlerden, âilelerden en iyisini seçip, beni bunlardan meydana getirdi. O hâlde, benim rûhum ve cesedi... Devamı
İsimleri ve künyeleri
İsimleri ve künyeleri Peygamber efendimizin en çok söylenilen ismi Muhammeddir. Bu isim, Kurân-ı kerîmde Âl-i İmrân sûresi 144. âyette, Ahzab sûresi 40. âyette, Fetih sûresi 29. âyette ve Muhammed sûresi 22. âyetinde olmak üzere dört defâ geçmektedir. Saf sûresi 6. âyetinde ise Îsâ aleyhisselâmın ümmetine Ahmed ismiyle haber verdiği bildirilmektedir. Kurân-ı kerîmde Muhammed ve Ahmed isminden başka, Resûl, Nebî, Şâhid, Beşîr, Nezîr, Mübeşşir, Münzîr, Dâi-i ilallah, Sirâcen Münîr, Raûf, Rahîm, Musaddık, Müzekkir, Müdessir, Abdullah, Kerîm, Hak, Mübîn, Nûr, Hâtemün-Nebiyyîn, Rahmet, Nimet, Hâ... Devamı
Mekke devri
Mekke devri Muhammed aleyhisselâm vahyin bir müddet kesilmesinden sonra yine Hira Dağına çıkmıştı. Dağdan aşağı inerken bir ses duydu. Başını kaldırıp baktığında Cebrâil aleyhisselâmı gördü. Mübârek kalbi çarparak ve ürpererek evine dönüp; Beni örtünüz. dedi ve örtündü. Bu sırada Cebrâil aleyhisselâm Müddessir sûresinin; Ey örtüye bürünen (Muhammed aleyhisselâm)! Kalk da (kâfirleri Allahü teâlânın azâbı ile) korkut. Rabbini tekbir et, tâzim et! Giydiklerini temiz tut! Haram edeceğim şeylerden sakın! Yaptığın iyiliği çok görerek başa kakma! Rabin için sabret! Sûra üfürüldüğü zaman kâfirlere ... Devamı
Ebu Bekr-i Sıddık
Ebu Bekr-i Sıddık
Peygamberlerden sonra insanların en üstünü.
Hazret-i Ebû Bekir, daha Müslüman olmamıştı. Çok tesîrinde kaldığı bir rüyâ gördü. Gökten dolunay inip, Kâbe-i muazzamaya gelmiş ve sonra parça parça olmuş, parçalar Mekkedeki her evin üzerine düşmüş, sonra da tekrar bir araya gelip göğe yükselmişti. Fakat, kendi evine düşen ay parçası evde kalmış tekrar göğe yükselmemişti. Hazret-i Ebû Bekir, evin kapısını kapayarak, ay parçasının çıkmasına mâni olmuştu.
Kavminden Peygamber gelecek Sabahleyin heyecanla uyanan Hazret-i Ebû Bekir, hemen bir Yahûdî âlimine gid... Devamı
Ömer-ül Faruk
Ömer-ül Faruk Adâletin timsâli ikinci büyük halîfe.
Hazret-i Hamzanın Müslüman olması üzerine, Mekkeli müşriklerin telâş ve endîşeleri had safhaya varmıştı. Çünkü parmakla gösterilen kahramanlardan biri de Müslüman olmuş, Resûlullahın saflarında yer almıştı. Bu beklenmedik hâdise, müşrikleri, büsbütün çileden çıkardı. Hazret-i Ömer bu sırada daha Müslüman olmamıştı. Bir gün, Resûlullah efendimizi, gördüğü yerde öldürmek niyetiyle evinden çıktı. Sevgili Peygamberimizi Mescid-i Harâmda namaz kılarken buldu ve namazın bitmesini isteyerek, dinlemeye başladı. Habîb-i ekrem efendimiz, El-H... Devamı
Osman-ı Zinnureyn
Osman-ı Zinnureyn
Meleklerin bile hayâ ettiği halîfe.
Hazret-i Osman, Müslüman olmadan önce ticâretle uğraşırdı. Zengin bir tüccârdı. Cemiyette, sevilen, sayılan bir kimseydi. İtibârı yüksek idi. Hazret-i Ebû Bekirin de arkadaşı, yakın dostu idi. Önemli işlerinde ona danışır, onun fikrini alırdı. Câhiliye devrinin pisliklerine bulaşmadı.
Peygamber kızı olsa gerekMüslüman olmasını şöyle anlatır: Benim firâset sahibi olan bir teyzem vardı. Hastalandığında ziyâretine gitmiştim. Bana dedi ki: - Yâ Osman! Sen öyle biri ile evleneceksin ki, ne o senden önce bir erkek görmüş ... Devamı
Aliyyül Mürteda
Aliyyül Mürteda
Allahın arslanı ve Resûlullahın dâmâdı.
Halifeliği devrinde zuhur eden fesatçılarla mücadele ettiğinden, sükun ve huzur bulamamıştır. Hükumet idaresinde Hazret-i Ömerin yolunu tutmuştur. Her işin emniyet ve istikamet dairesinde yapılmasına çalışır, halka şefkat gösterirdi. Her tarafta askeri birer merkez vücude getirmişti.
Hakkında bir kaç ayet-i kerime nazil olup, pek çok hadis-i şerifle medhedildi. Ehl-i sünnetin gözbebeği, evliyanın reisi, kerametler hazinesidir. Adalet, ilim, cömertlik, merhamet ve diğer yüksek faziletleri kendisinde toplamıştır. Pe... Devamı
Talhâ Bin Ubeydullah
Talhâ Bin Ubeydullah
İlk Müslüman olanlardan.
Hazret-i Talhâ bin Ubeydullah, Resûlullah efendimizin; "Talhâ ve Zübeyr, Cennette komşularımdır" hadîs-i şerifiyle medhedilen sahâbidir.
Hazret-i Talhâ, ticâretle uğraştığı için sık sık Mekke dışına çıkardı. Bu seyâhatlerinden birinde Şam yakınlarında Busra kasabasında bir panayıra gelmişti. Burada bir râhip; - Panayıra gelenlere sorun; içlerinde Mekke´den gelen var mı? diye seslendi. Talhâ bin Ubeydullah: - Evet, ben Mekkeliyim, dedi. - Ahmed zuhûr etti mi? - Ahmed kimdir? - Abdullah bin Abdülmuttalib´in oğludur. Orası O´n... Devamı
Zübeyr Bin Avvâm
Zübeyr Bin Avvâm
Cennetle müjdelenenlerden.
Hazret-i Zübeyr, Peygamber efendimizin halası olan Hazret-i Safiyyenin oğludur. İlk Müslümanlardandır. Cennetle müjdelenen on kişiden biridir.
Îmân ettiği vakit, amcası çok kızmıştı. Dinden dönmesi için, kendisini ateşe sokup çıkartıyordu. Amcasının, "Daha fazla inat etme, atalarının dînine dön" teklifine karşı diyordu ki: - Aslâ küfre dönmem! Allah birdir. Fayda veya zararı olmayan putlara tapmam. Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah.
Böylece, yapılan bütün işkencelere büyük bir sabır ve metânet gösteriyordu.
<... DevamıAbdurrahman Bin Avf
Abdurrahman Bin Avf
Cennetle müjdelenen on sahâbîden biri.
Abdurrahman bin Avf, ticâretle meşgul olurdu. Bu sebeple çeşitli yerlere ticâret için giderdi. Şöyle anlatır: Peygamber efendimize peygamberlik emri bildirilmeden bir yıl önce, ticâret için Yemen´e gittiğim zaman, Askelân bin Avâkir-ül-Himyerî´ye misâfir olmuştum. O zât, çok yaşlı idi ve ona her varışımda ona konuk olurdum. O da bana Mekke´den haber sorarak derdi ki: - İçinizde kendisi hakkında haber ve zikir bulunan zât zuhûr etti mi? Dîniniz hakkında size karşı olan bir kimse var mı? Ben de hep, "hayır, yoktur" derd... Devamı
Sa d Bin Ebî Vakkâs
Sad Bin Ebî Vakkâs
Resûlullahın okçusu.
Sad bin Ebî Vakkâs hazretleri, Hazret-i Ebû Bekir vâsıtasıyla Müslüman olmuş, Eshâb-ı kirâmın büyüklerinden bir zâttır. İlk Müslümanların yedincisidir. Müslüman olması şöyle oldu:
Onyedi yaşında idi. Bir gece değişik bir rüyâ gördü. Rüyâsında kendisini zifirî bir karanlıkta gördü. Çâresiz bir hâldeyken, birden ortalık aydınlanmaya başladı. Sonra nûr saçan bir ay doğdu.
Seni de aramıza alalım Ayın doğduğu tarafa doğru ilerlemeye başladı. Bir müddet ilerledikten sonra, birkaç kişi gördü. Dikkatlice baktığında, önlerinde Hazr... Devamı
Said bin Zeyd
Said bin Zeyd
Cennetle müjdelenenlerden.
Saîd bin Zeyd hazretlerinin babası Zeyd bin Amr, İslâmiyetten önce Peygamberimizle görüşürdü. Allahü teâlânın kendisine verdiği ilhâm ile putlara tapan insanların hâline şaşar, putperestliğin şirk olduğunu, onlara kesilen kurbanların etinin yenemeyeceğini düşünürdü.
Bir Allaha inan! Bu sebeple kendine yeni bir din bulmak için, Suriye taraflarına gidip, Hazret-i İbrahim dînine girerek Hanîflerden oldu. Mekkeye döndüğünde, câhiliye âdetlerinden biri olarak kız çocuklarını diri diri toprağa gömenlerle mücâdele etti. Kız çocuklarını... Devamı
Ebû Ubeyde Bin Cerrâh
Ebû Ubeyde Bin Cerrâh
Cennetle müjdelenen ümmetin emîni.
Araplar arasındaki nâdir okuma-yazma bilenlerden olan Ebû Ubeyde bin Cerrâh ve arkadaşları Osman bin Mazûn, Ubeyde bin Hâris, Abdurrahman bin Avf, Ebû Seleme, Hazret-i Ebû Bekirin vâsıtasıyla, Resûlullahın huzûrunda Müslüman oldular.
Hazret-i Ebû Ubeyde, Hazret-i Ebû Bekirin vâsıtasıyla îmâna gelenlerin onuncusudur. Îmâna geldiğinde 31 yaşındaydı. O günden, vefâtına kadar malıyla, mevkisiyle ve canıyla İslâmiyeti yaymak için çalıştı.
İki defa hicret etti Mekkede kâfirlerin eziyet ve işkencelerinin artması ... Devamı
Hasan bin Ali
Hasan bin Ali
Cennet gençlerinin efendisi.
Peygamber efendimizin, "Cennet gençlerinin seyyidi, efendisidir" buyurduğu, torunu Hazret-i Hasan, 625 senesinin Ramazan ayının ortasında doğdu. Peygamber efendimiz, kulağına ezan ve ikamet okuyup, ismini Hasan koydu. Doğumunun yedinci günü akika olarak iki tane koç kesti. Saçını da kestirip, ağırlığınca gümüş sadaka verdi.
Hep onu tutuyorsunuz Âlemlerin efendisi olan sevgili Peygamberimizin terbiyesiyle yetişip, büyüyen Hazret-i Hasan, mükemmel bir tahsil ve terbiye gördü. Peygamberimiz, Hazret-iHasan´ı çok sever, ona şefkatl... Devamı
Hüseyin bin Ali
Hüseyin bin Ali
Cennet gençlerinin seyidi.
Ümm-i Hâris hazretleri anlatır: Birgün Resulullahın huzuruna varıp, bir rüya gördüğümü ve çok korktuğumu arzettiğim zaman, buyurdular ki: - Ne gördün? - Sizin vücudunuzdan bir parça kestiler, benim yanıma eklediler. - İyi görmüşsün, Fatıma´nın bir oğlu olacak ve senin yanında kalacaktır.
Beraber mescidden çıktılar Bir müddet sonra, Hazret-i Hüseyin dünyaya geldi. Resulullah her sabah namazını kıldıktan sonra, mübarek yüzünü eshab-ı kirama çevirirlerdi. Üzüntülü kimseler yüzünü görseler, mesrur olurlardı. O gün sabah namazından... Devamı
Aişe-i Sıddıka
Aişe-i Sıddıka
Peygamberimizin hanımlarından.
Hazret-i Aişe validemiz, küçük yaşta iken okuma-yazma öğrenmiş olup, çok zekî ve kabiliyetli idi. Her bir hâdise üzerine hemen bir şiir söylemesi, onun zekâsına bir delildir. Öğrendiği ve ezberlediği bir şeyi katiyen unutmazdı. Çok akıllı, zekî, âlime, edibe ve afife ve saliha idi.
Üç gece rüyada gördüm Resulullah efendimiz Hazret-i Hadice´nin vefatından sonra, ikinci defa olarak, Hazret-i Ebu Bekir´in kızı Hazret-i Aişe´yi nikahladı, fakat düğünü yapılmadı. Peygamberimizin Hazret-i Aişe ile evlenmelerinde en önemli husus, ... Devamı
Abbâs Bin Abdülmuttalib
Abbâs Bin Abdülmuttalib
Peygamberimizin amcası.
Hazret-i Abbâs, gençlik zamanında, ticâretle uğraştı ve çok zengin oldu. Kardeşlerinin içinde en zengini oydu. Abisi Ebû Tâlibin ise mâli durumu çok kötü idi. Resûlullah efendimizin teklîfi ile Ebû Tâlibin oğlu Ukaylin yetişmesine yardımcı oldu ve abisinin yükünü hafifletti.
Resûlullah efendimiz, İslâmiyeti anlatmaya başlayınca, Hazret-i Abbâs muhâlefet etmeyip, akrabâlık şefkatinden dolayı, Peygamber efendimize yardımda bulundu ve destek oldu.
Biz Onu koruduk Müslüman olmadığı hâlde, Akabe bîatında Peygamber efend... Devamı
Abdullah Bin Abbâs
Abdullah Bin Abbâs
Tefsîr âlimlerinin şâhı.
Resûlullah efendimiz Mekkede iken, Abdullah ibni Abbâsın annesine buyurmuştu ki: - Senin bir oğlun olacak. Doğduğu zaman bana getir!
Çocuğu getirdiklerinde, kulağına ezân ve ikâmet okuyup, ismini Abdullah koydular. Allahım! Onu dinde fakîh kıl ve kitabını ona öğret diyerek duâ ettiler. Sonra annesinin kucağına verip buyurdular ki: - Halîfelerin babasını al, götür!
Abbâs bunu işitip, bu durumu Peygamber efendimize gelip sorunca, Evet, böyle söyledim. Bu çocuk halîfelerin babasıdır buyurdu.
Hepsi onun soyundan old... Devamı
Abdullah Bin Amr Bin Âs
Abdullah Bin Amr Bin Âs
Hadîs-i şerîf yazması ile meşhûr sahâbî.
Abdullah bin Amr, Bedir ve Uhud harbinden başka bütün harplere katılıp, Peygamber efendimizin yanında bulundu. İlk iki harbe yaşı küçük olduğu için katılamamıştır. Katıldığı savaşlara süvâri olarak katıldı. Ayrıca harbe gidecek askerleri tâlim ile, onları savaşa hazırlamak gibi mühim vazîfelerde bulundu. Birçok harbe kumandan olarak katıldı.
Askerlere binek temin et! Abdullah bin Amr hazretleri, kumandanlığı ile ilgili bir husûsu, kendisi şöyle anlatır: Resûl-i ekrem efendimiz, yanımda bulunan develere as... Devamı
Abdullah Bin Ömer
Abdullah Bin Ömer
En çok hadîs bilen sahâbîlerden.
Abdullah bin Ömer hazretleri, Eshâb-ı kirâmın büyüklerinden olup, dört büyük halîfeden Hazret-i Ömerin oğludur. İlk îmâna gelenlerdendir. Babası îmân ile şereflenince, o da küçük yaşta Müslüman oldu.
Küçük yaştan beri Peygamber efendimizle beraber bulundu. Bunun için Eshâb-ı kirâm içinde en çok hadîs-i şerîf nakledenlerden oldu.
Ayrıca, yaratılış olarak üstün hâllere sahip olduğundan ve Resûlullahın hizmeti ile şereflenip, uzun zaman sohbetlerinde bulunduğundan, bütün ilimlerde mâhir oldu.
Çok cömert idi ... Devamı
Abdullah Bin Selâm
Abdullah Bin Selâm
Tevratta Resûlullahın alâmetlerini görüp Müslüman olan sahâbî.
Abdullah bin Selâm hazretleri, Eshâb-ı kirâmdan olup, Ensârın büyüklerindendir. Medîne´deki Yahûdî Benî Kaynuka kabîlesinden idi. Soyu Hazret-iYûsüf´e dayanıyordu. Asıl ismi Husayn idi. Müslüman olunca Resûlullah efendimiz ona Abdullah ismini verdi.
Îmân etmeden önce, Yahûdî âlimlerinden idi. Müslüman olması çok ibretlidir. Müslüman oluşunu kendisi şöyle anlatır:
Âhir zaman peygamberi "Babam Yahûdîlerin ileri gelen âlimlerinden idi. Bana Tevrat´ı okutur, dindar yetişmem için elinde... Devamı
Abdullah Bin Ümm-i Mektûm
Abdullah Bin Ümm-i Mektûm
Peygamberimizin müezzinlerinden.
Abdullah bin Ümm-i Mektûm, Peygamberimizin İslâmiyeti anlatmaya başladığı ilk zamanlarda îman ile şereflenerek Müslüman oldu. Mekkede kâfirlerin zulüm ve eziyetlerinin dayanılmaz hâle gelmesi üzerine ve Medîneli Müslümanlara din esaslarını ögretmek için, Medîne-i Münevvereye hicret etti.
Sesi çok gürdü Âmâ olup, sesi çok gürdü. Sabah namazında, önce Hazret-i Bilâl, sonra İbni Ümm-i Mektûm ezan okurdu. Kâfirlerle silahlı mücâdele başlayınca, harplere katılıp, gür sesiyle düşmanın moralini bozardı.
Bâzı sa... Devamı
Abdullah Bin Zübeyr
Abdullah Bin Zübeyr
Medîne´de muhâcirlerden ilk doğan sahâbî.
Abdullah bin Zübeyr, Medînede muhâcirlerden ilk dünyaya gelen çocuktur. Hicretten yirmi ay sonra 622 de Medîne yakınındaki Kubâda dünyaya gelince, Muhâcirler çok sevinip rahatladılar. Çünkü Yahûdîler, Biz muhâcirlere sihir yaptık, çocukları olmayacak diyorlardı.
Bu mübârek zâtın doğumu, Yahûdîlerin yalanlarının ortaya çıkmasına sebep oldu. Resûlullah efendimiz ona duâ edip, ismini Abdullah, künyesini de Ebû Bekir koydu. Diğer künyesi Ebû Hubeyb idi.
İsmini Resûlulla koydu Hişâm bin Urve şöyle anlatmış... Devamı
Ammâr Bin Yâser
Ammâr Bin Yâser
Şehîd oğlu şehîd.
Ammâr bin Yâser, ilk Müslümanların otuzuncusudur. Süheyb-i Rûmî ile birlikte, Dâr-ül Erkam´da aynı vakitte Müslüman olmuşlardı. O zaman Peygamber efendimiz Dâr-ül Erkam´da bulunuyordu. Ammâr bunu şöyle anlatıyor:
Bir gün Hazret-i Erkam´ın evinin önünde Hazret-i Süheyb bin Sinan´a rastladım. Ona dedim ki: - Burada ne yapıyorsun? - Sen ne yapıyorsun? - Ben içeri gireceğim ve Hazret-i Muhammed´in sözlerini dinleyip bildirdiği dîne gireceğim. Müslüman olacağım. - Ben de aynı maksatla buraya geldim.
İçeri beraber girdik Böylece ikimi... Devamı
Berâ Bin Âzib
Berâ Bin Âzib
Kıblenin değiştiğini haber veren sahâbî.
Berâ bin Âzib, Resûlullahın hicretinden önce Medîne-i münevverede küçük yaşta iken Müslüman oldu. Babası Âzib de Sahâbî idi. Dînî hükümleri Peygamberimizden önce hicret eden Eshâb-ı kirâmdan ve babasından öğrendi. Hazret-i Berâ, Resûlullahın ve diğer sahâbenin hicretlerini şöyle anlatıyor:
Medîne halkının sevinci "Resûlullahın Eshâbından Medîne´ye ilk gelenler, Mus´ab bin Umeyr ile Abdullah İbni Ümmi Mektûm idi. Bunlar Medîne´deki Müslümanlara Kur´ân-ı kerîm okutuyorlardı. Sonra Bilâl-i Habeşî, Sa´d bin Ebi Vakkâs,... Devamı
Câbir Bin Abdullah
Câbir Bin Abdullah
Sahâbenin en çok hadîs bildirenlerinden.
Câbir bin Abdullah´ın babası Abdullah bin Amr, ikinci Akabe bî´atında İslâmiyeti kabûl etmiş ve Resûl-i ekrem efendimiz tarafından Benî Hasan´a temsilci olarak tâyin edilmişti. Bu sıralarda Câbir genç bir delikanlı idi. O da babası ile beraber Akabe´de bulunup bî´at etmişti. Yedi kızkardeşi olup, erkek kardeşi yoktu. Ümmü Ma´bed, kızkardeşlerinin en üstünü idi.
Şehîd olmanı isterdim Câbir bin Abdullah hazretleri Bedir savaşına katılamadı. Uhud savaşına katılmak için Resûlullah efendimizden müsaade istedi. Resû... Devamı
Ebû Eyyûb-el Ensârî
Ebû Eyyûb-el Ensârî
Mihmândâr-ı Resûlullah.
En güzel günleri başlatacak olan büyük hicret [göç] bitmek üzeredir. Allahın emriyle Mekkeden ayrılan sevgili Peygamberimiz, Medîneye girdiler. Bütün Müslüman kabîleler, Resûlullah efendimizi misâfir etmek için yarışıyorlardı.
Neccâroğullarının reisi Hazret-i Ebû Eyyûb da, bütün akrabâlarını toplamış; Resûlullahı karşılamaya çıkmıştı. Bütün Medîneli Müslümanlar gibi, o da iki cihânın efendisi Resûlullah efendimizi ağırlamak ateşiyle yanmaktadır.
Anamız babamız fedâ olsun! Zaman zaman, Resûlullah efendimizin devesi Kusv... Devamı
Ebû Hüreyre
Ebû Hüreyre
En çok hadîs-i şerîf rivâyet eden sahâbî.
Ebû Hüreyre Hicretin 7. senesinde Müslüman oldu. Gençliğinde fakîrlik ve sıkıntı içinde yaşamıştır. Müslüman olduğunda 30 yaşını geçmişti. Yemendeki Devs kabîlesinin ileri gelenlerinden ve meşhûr şâir olan Tufeyl bin Amr vâsıtasıyla Müslüman oldu.
Tufeyl bin Amr, Peygamber efendimizin duâsı ve emri üzerine kabîlesini İslâma davet edince, ilk kabûl eden Ebû Hüreyre oldu. Bundan sonra Tufeyl bin Amr, îmân edenlerle birlikte Yemenden ayrıldı. Yetmiş kişiden fazla Müslüman, bir kâfile hâlinde Medîneye geldiler.
E... Devamı
Ebû Katâde
Ebû Katâde
Resûlullahın süvârilerinden.
Peygamber efendimizin develerini Medînede otlağa götürme vazîfesini, bir çobanla birlikte Peygamberimizin hizmetçisi Rebâh üzerine almıştı. Gâbe dağının yokuşuna vardıkları zaman, Gatafan ve Fezârîlerden kırk atlı baskın yaparak, Ebû Zerin oğlunu şehîd ettiler ve develeri götürdüler.
Sabahleyin durumu öğrenen Seleme bin Ekvâ, hemen Rebâhı Medîneye haber vermek için gönderdi. Kendisi de yüksekçe bir yerden yardım çağrısında bulundu ve gelecek yardım kuvvetini beklemeden, tek başına eşkıyânın ardına düştü.
Allah yardımcın ol... Devamı
Ebû Mûsel-Eş´arî
Ebû Mûsel-Eş´arî
Kur´ân-ı kerîmi en iyi okuyan sahâbîlerden.
Ebû Mûsel-Eş´arî, Müslüman olmasını, Buhârî ve Müslim´in ittifakla bildirdiği hadîs-i şerîfte şöyle anlatmaktadır:
Biz Yemen´de iken Peygamber efendimizin ortaya çıkışı haberi bize ulaştı. Ben, iki ağabeyim, Ebû Bürde ve Ebû Rûhem ve Eş´arî kabîlesinden 52 kişi bir gemiye bindik ve Resûlullahı görmek için yola çıktık. Ancak gemimiz hava muhâlefeti sebebiyle bizi Habeşistan´a çıkardı.
Burada oturmamazı emretti Habeşistan´da Ca´fer bin Ebû Tâlib ile buluştuk ve Müslüman olduk. Hazret-i Ca´fer dedi ki: -... Devamı
Ebu Rafi
Ebu Rafi
Peygamberimizin azatı kölelerinden.
Ebu Rafi aslen Mısırlı olup, Resul-ı ekremin amcası Hazret-i Abbasın kölesi idi. İslâmın ilk zamanlarında Müslüman olmasına rağmen, müşriklerin kötülük yapmasından çekindiği için, Müslümanlığını açığa vurmamıştı. Çünkü Mekkeli müşrikler, köle gibi kimsesiz olanlara daha fazla işkence yapıyorlardı. Ebu Rafi Bedir savaşına kadar, Mekkede kaldı.
Bedir savaşı olmuş, müşrikler mağlup olarak Mekkeye dönmüşlerdi. Ebu Rafi, bu sırada Zemzem kuyusunun yanındaki odasında kendi işi ile uğraşıyordu. Yanında Hazret-i Abbasın hanımı Ümm-i... Devamı
Ebû Saîd-i Hudrî
Ebû Saîd-i Hudrî
Çok hadîs rivâyet eden yedi sahâbîden.
Ebû Saîd-i Hudrî hazretleri, Peygamber efendimizin hicretinden sonra yapılan, Medînedeki Mescid-i Nebevînin inşasında çalışmıştı.
Yaşı küçük olması sebebiyle Bedir ve Uhud gazâlarına katılamadı. Bedir gazâsına babası Mâlik bin Sinân katıldı. Şehîd olmak için ön saflarda kahramanca savaştı.
Ebû Saîd-i Hudrî Uhud harbine katılmak için, babasıyla Peygamber efendimize müracaat ettiler. Bu hâdiseyi Ebû Saîd hazretleri şöyle anlatır:
İri kemiklidir Uhud günü Peygamber efendimize arz olunduğum zaman, onüç y... Devamı
İman Nedir? İman nedir Sual: İman nedir?CEVAPİman, bildirilen altı esasa inanmak ve Allahü teâlâ tarafından bildirilen, Muhammed aleyhisselamın Allahü teâlâ tarafından getirdiği emir ve yasakların hepsine inanmak ve inandığını dil ile söylemek demektir. Amentü şöyledir:Âmentü billahi ve melaiketihi ve kütübihi ve rüsülihi vel yevmil ahiri ve bilkaderi hayrihi ve şerrihi minallahi teâlâ vel ba´sü ba´del mevti hakkun. Eşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resülühü.[Yani, Allaha, meleklerine, gönderdiği kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere, hayrın ve şerrin Allah... Devamı
Ebu Süfyan Bin Hâris
Ebu Süfyan Bin Hâris
Peygamberimizin süt kardeşi.
Ebu Süfyan bin Hâris, Peygamberimiz davete başlamadan önce, Peygamberimizi pek çok severdi. Resulullah efendimiz davete başlayınca, önce çok düşman olmuştu. Peygamberimizi ve Müslümanları hicveden şiirler söyledi. Bunun üzerine Peygamber efendimiz, görüldüğü yerde öldürülmesini emrettiler.
Nasıl izin verebilirim? Ebu Süfyan, Kureyş müşriklerinin, Peygamberimizle yaptıkları çarpışmaların hiçbirinden geri kalmadı. Müslümanlar, Şair Hassan bin Sabite, Sen de onu hiciv ve tahkir et demişlerdi. Hassan bin Sabit de demişti ki... Devamı
Ebû Zer-i Gıfârî
Ebû Zer-i Gıfârî
Gıfârî kabilesinin reisi.
Ebû Zer-i Gıfârî, Mekkenin ticâret yolu üzerinde yaşamakta olan Benî Gıfâr kabîlesindendir. Bunlar Arabistanda bulunan diğer kabîleler gibi câhiliye devrinin her çeşit kötülüğünü işliyor ve putlara tapıyordu. Ticâret kervanlarını çevirip, yağmacılık yapmalarıyla tanınmışlardı.
Ebû Zer-i Gıfârî de çevresinin tesîriyle bir müddet kervan soygunlarına katılmıştı. Kavmi arasında atılganlığı ve cesâreti ile şöhret bulmuş, gücü, kuvveti ve yiğitliği ile o çevrede pek meşhur olmuştu.
Putlardan nefret ediyordu Fakat o, bütün bun... Devamı
Ebüdderdâ
Ebüdderdâ
Kâdılık yapan sahâbîlerden.
Ebüdderdâ hazretleri, Bedir seferi sırasında Müslüman oldu. Önceleri puta tapardı. Bir gün Ebüdderdânın ana bir kardeşi Abdullah bin Revâha ile Muhammed bin Mesleme, Ebüdderdânın bulunmadığı bir sırada evine girerek putunu kırdılar.
Niye mâni olamadın? Ebüdderdâ, eve dönünce, hem putun kırıklarını topluyor, hem de diyordu ki: - Yazıklar olsun sana! Ne diye seni kıranlara mâni olmadın? Onları ne diye üzerinden defedemedin?
Zevcesi Ümmüdderdâ dedi ki: - Eğer o, bir kimseye fayda verebilse veya gelecek bir zararı önleyebilse id... Devamı
Es\´ad Bin Zürâre
Es´ad Bin Zürâre
Câhiliye devrinde de tek bir Allaha inanan sahâbî.
Resûlullah efendimiz, Mekke´de herkesi îmâna da´vet ediyor, İslâm nûru ile küfür karanlığını aydınlatarak, kalblere Allah sevgisini yerleştirmeye çalışıyordu. Mekke´nin puta tapan Arapları, bu hak da´veti bir türlü anlayamıyor, İslâmiyeti kabûl etmemekte ısrar ve inat ediyorlardı. Çok az kimse Müslüman olmuştu. Onlara da, müşrikler, akla hayâle gelmedik sıkıntılar veriyor, işkence yapıyordu.
Siz kimlersiniz? Resûlullah her yıl hac mevsiminde ve Ukâz panayırı günlerinde Mekke şehrinin dışına çıkıp, başk... Devamı
Hafsa Binti Ömer
Hafsa Binti Ömer
Peygamberimizin hanımlarından.
Hazret-i Ömerin kızı olan Hazret-i Hafsa, önce Huneys bin Huzafe ile evlendi. Huneys ile ilk muhacirlerden olup, önce Habeşistana, sonra Medineye hicret etti. Huneys, Bedir ve Uhud gazvelerine katılıp, Uhudda yaralanıp, Medinede sehit oldu.
Hazret-i Hafsa, genç yaşında dul kalınca; babası Hazret-i Ömer hicretin üçüncü yılında, Hazret-i Ebu Bekire ve Hazret-i Osmana, Kızımı alır mısınız diye teklif etmiş, onlar da, Düşünelim demişlerdi.
Sebebi nedir? Birgün Resulullah efendimiz, her üçü ve başkaları yanında iken, Ha... Devamı
Hassan Bin Sabit
Hassan Bin Sabit
Peygamber efendimizin şairlerinden.
Hassan bin Sabit, Müslüman olmadan önce de meşhur şairlerden olup, Sam ve civarında hüküm sürmekte olan Gassani hükümdarının sarayına mensuptu. Şiirleri ile bu devletin ileri gelenlerini methederdi.
Ey yahudiler! Peygamberimizin geleceğini daha önceden yahudi âlimlerinden işitmişti. Kendisi şöyle anlatmıştır: Ben 7-8 yaşlarında aklı eren bir çocuktum. Bir defasında meşhur yahudi âlimlerinden biri, Medinede yüksek bir yere çıkıp, Ey yahudiler! diye bağırarak, yahudilerin toplanmasını istedi.
Yahudiler toplanınc... Devamı
Hatîb Bin Ebî Beltea
Hatîb Bin Ebî Beltea
Peygamber efendimizin elçilerinden.
Hazret-i Hâtib, genç yaşında Yemenden Mekke-i Mükerremeye gelmiştir. Buraya yerleşen Hazret-i Hâtib, burada evlenmiş ve birçok çocuğu olmuştur.
Hâtib bin Ebî Beltea, Müslüman olmadan önce, şâirliği ile meşhurdu. İyi bir süvâri idi. Hicretten önce Müslüman olmakla sereflenmiş olup, bunun kesin tarihi bilinmemektedir. Mekkeli Müslümanlarla birlikte, Peygamber efendimizin hicretinden önce Medîneye hicret etmiştir.
Îmânı kuvvetli, teslimiyeti tamdı Medînede bir süre Ensardan Münzir bin Muhammedin evinde misâfi... Devamı
İmrân bin Husayn
İmrân bin Husayn
Meleklerle konuşan Sahâbî.
İmrân bin Husayn, Hayber savaşında Müslüman oldu. Ondan sonraki bütün savaşlarda Peygamber efendimizin yanında ve hizmetinde bulunmakla şereflendi. Peygamber efendimiz kendilerini çok severdi.
Eshâb-ı kirâm içinde çok faziletlere sahipti. Fikir ilminde üstün derecesi vardı.
Duâsı kabûl olunan seçilmişlerdendir. Mekkenin fethinde Huzaa kabîlesinin sancağını taşıdı.
Daha hayırlı gelmedi Hazret-i Ömer halîfe olunca, Basra halkına İslâmiyeti öğretmek için İmrân bin Husayni gönderdi.
Hasan-i Basrî hazretleri, ... Devamı
Meymune Binti Hâris
Meymune Binti Hâris
Peygamberimizin hanımlarından.
Hazret-i Meymune, Hazret-i Abbasın hanımı Ümm-i Fadlın kızkardeşi idi. İlk önce cahiliyye devrinde Mesud bin Amr ile evlenmişti. Ondan ayrılınca, Ebû Rühüm bin Abdiluzza ile nikâhlandı. Bu da vefat edince dul kaldı.
Meymune dul kaldı Resulullah efendimiz, Hicretin yedinci senesi Hayberin fethinden sonra, Zilkade ayında, umre niyeti ile yola çıktı. Cuhfede bulunduğu sırada Hazret-i Abbas ile buluşunca, Hazret-i Abbas, Ya Resulallah! Meymune binti Hâris dul kaldı. Onu kendine hanımlığa alsan olmaz mı diye teklifte bulund... Devamı
Mikdâd Bin Esved
Mikdâd Bin Esved
Resûlullahın süvârilerinden.
Hicretin ikinci yılında Bedir savaşı başlayacağı sırada, Peygamberimiz Eshâbın ileri gelenlerini toplayıp onlarla istişâre etti. Henüz Müslümanlar çok azdı.
Harp için hazırlıkları yok sayılırdı. Maddî imkânları azdı. Önce Hazret-i Ebû Bekirin ve Hazret-i Ömerin fikirlerini aldı. Onlardan herbiri: - Hiçbir hizmet ve fedâkârlıktan geri durmayız, diyerek, Resûlullahın dilediği gibi hareket etmesini istediler.
Ne ise bize bildir Hazret-i Mikdâd şöyle konuştu: -Ey Allahın Resûlü! Cenâb-ı Hakkın emirleri ne ise, bize bildi... Devamı
Muaviye bin Ebi Süfyan
Muaviye bin Ebi Süfyan
Resulullahın vahiy kâtibi.
Hazret-i Muaviye (radıyallahü anh), Peygamber efendimizin kayınbiraderi ve vahiy kâtibi idi. Resulullahın zevcelerinden Habibe validemizin kardeşidir. Eshab-ı kiramın büyüklerindendir. Öleceği zaman, Resulullahın kendisine hediye ettiği bir gömleğe sarılıp, hazinesinde saklamış olduğu, Resulullahın mübarek saç ve tırnak kesintilerinin de gözlerine ve ağzına konularak defnedilmesini vasiyet etmişti. Kabri Şamdadır.
Mekke fethedildiği gün babası ile beraber, Resulullahın önünde müslüman oldu.
Hazret-i Muaviye, Peyg... Devamı
Hac - Umre ve İslamiyet Hakkında Genel Bilgiler Sİtemizde