Muhammed Bin Mesleme

Kategori : Eshab-ı kiramın hayatları

 
Muhammed Bin Mesleme


Resûlullah efendimizin fedâîlerinden.

Bedir savaşından sonra Mekkeli müşriklerin ölüleri hakkında ağıtlar, şiirler söyleyerek müşrikleri kışkırtan, Peygamberimize ve Müslümanlara dil uzatarak fitne çıkartan, hattâ Peygamberimize suikast tertiplemeye kalkışan Kâb bin Eşref adlı bir Yahûdî zengini vardı. Peygamber efendimiz Eshâb-ı kirâma buyurdu ki:
- Kâb bin Eşrefi kim öldürür? Çünkü o, Allah ve Resûlüne ezâ etmiştir.

Muhammed bin Mesleme dedi ki:
- Yâ Resûlallah! Ben onu senin için öldürür, onun sesini kısarım.

Bunun üzerine Resûlullah efendimiz şöyle buyurdu:
- Gücün yeterse bu işi yap!

Berâber öldürürüz
Bunun üzerine Muhammed bin Mesleme, evine döndü. Sonra Ebû Nâile, Abbâd bin Bişr, Hâris bin Evs, Ebû Abs ve İbni Cerîrin yanına gidip, meseleyi onlara açtı. Hepsi uygun görerek, Beraber öldürürüz dediler.

Bundan sonra, birlikte Peygamber efendimize gelerek dediler ki:
- Yâ Resûlallah! İzin buyurursanız, biz Kâb ile konuşurken, sizinle ilgili olarak onun hoşuna gidecek bazı sözler söylemeliyiz. Peygamber efendimiz, onlara buyurdu ki:
- Bu husûsta istediğinizi söylemeniz size helâldir.

Muhammed bin Mesleme ve arkadaşları, aralarında istişâre yapıp bir plân hazırladılar. Bundan sonra Muhammed bin Mesleme, Kâb bin Eşrefin yanına giderek dedi ki:
- Şu Muhammed, bizden sadaka istedi. Bize çok vergi yükledi. Onun için senden ödünç bir şey almak için geldim.
- O sizi daha da bıktıracak.
- İşte ona bir defa uymuş bulunduk. Ona tâbi olmakta devam edeceğiz. Bakalım sonu ne olacak? Şimdi sen bize biraz ödünç hurma ver.
- Evet vereyim, fakat bana bir şeyi rehin vermelisiniz.

Silâhlarımızı veririz
Muhammed bin Mesleme ile yanındakiler sordu:
- Ne istersin?
- Kadınlarınızı rehin isterim!
- Kadınlarımızı sana nasıl rehin verebiliriz? Sen yakışıklı birisin. Kadın gönlü, meyledebilir.
- O zaman oğullarınızı rehin verin!
- Onları da rehin veremeyiz. Onlardan birine, bir iki deve yükü hurmaya karşılık rehin olundu diye sövülür ki, bu bizim hiç unutamıyacağımız bir leke olur. Fakat sana silâhımızı ve zırhımızı rehin verebiliriz.

Kâb bu teklifi kabûl etti. Onlara, ne zaman geleceklerini de bildirdi.

Muhammed bin Mesleme, belirtilen gece Kâbın kalesinin yanına gitti. Beraberinde, Kâbın süt kardeşi Ebû Nâile de vardı. Kâb onları kaleye çağırmıştı.

Durum bana iyi gelmiyor
Kâb gelenleri karşılamak için aşağı inerken Kâbın karısı dedi ki:
- Bu saatte nereye gidiyorsun?
- Gelenleri karşılamaya iniyorum.
- Bu durum bana pek iyi gelmiyor. Sanki bana kan dökülecek gibi geliyor.
- Yok yok zannettiğin gibi değil, onlar Muhammed bin Mesleme ile süt kardeşim Ebû Nâiledir. O iyi bir gençtir. Geceleyin, kılınç vuruşmasına bile çağırılsa, hiç tereddüt etmeden gelir. Böyle birisidir.
- Yine de sen aşağı inme! Onlarla konağın damından konuş!
- Yiğite yaraşan, çarpışmaya, süngülenmeye davet edilse bile icâbet etmektir.

Kâb böyle söyledikten sonra aşağı indi.
Muhammed bin Mesleme, bu arada üç kişiyi kaleye soktu. Bunlar Ebû Abs, Hâris bin Evs, Abbâd bin Bişr idi. Muhammed bin Mesleme arkadaşlarına dedi ki:
- Kâb gelince, ona saçını koklayacağımı söyler, başını tutup koklarım. Siz, benim, Kâbın başını iyice yakaladığımı gördüğünüz zaman, kılıçlarınızla, Kâba vurunuz. Böylece (Harb hiledir) hadîs-i şerîfine uygun hareket etmiş oluruz.

Kâb bin Eşref, güzel giyinmiş bir şekilde güzel koku saçarak, onların yanına gelmişti. Muhammed bin Mesleme, Şimdiye kadar böyle güzel koku koklamadım diyerek Kâbın yanına vardı. Kâb gururlanarak cevap verdi:
- Dünyanın en güzel kokularını kullanırım.

Muhammed bin Mesleme dedi ki:
- Güzel kokulu saçını koklamama izin verir misiniz?

Kâb, müsâade ettiğini söyledi. Muhammed bin Mesleme, onun başını yakalayıp, arkadaşlarına seslendi:
- Allah ve Resûlullah düşmanına vurunuz!

İlk kılıç vurulduğunda, Kâb şiddetle bağırdı, ancak ölmedi. Bunu gören Muhammed bin Mesleme hançeriyle Kâbın karnını göbeğinden kasığına kadar yırttı. Kâb, öyle bir çığlık kopardı ki, çevrelerindeki evlerden bu feryâdı duymayan kalmadı. Kâb yere yıkılıp öldü.

Murâdınıza erdiniz
Fedâîler bundan sonra oradan süratle uzaklaştılar. Yahûdîler kaleden inip bir müddet onları takip ettilerse de, yolu şaşırarak bulamadılar. Mücâhidler, Medîneye girdiklerinde, Resûlullah efendimiz namaz kılmıştı. Mücâhidlerin tekbîr seslerini işitince, kendileri de, tekbîr getirdiler.

Muhammed bin Mesleme, Resûlullah efendimize, Kâbın öldürüldüğünü haber verdi. Resûlullah efendimiz buyurdu ki:
- Murâdınıza erdiniz. Fedâîler de;
- Evet yâ Resûlallah! Allahın ve Resûlullahın bir düşmanı daha hak ettiği cezâyı buldu, dediler.

Kâbın öldürülmesi, hicretin üçüncü yılının Ramazan ayında oldu. Bedir savaşından sonra Benî Nâdir Yahûdîleri, Peygamberimizi yurtlarına davet edip, suikast yapmak istemişlerdi. Bunun üzerine Peygamberimiz onların bu tutumunu öğrendi. Muhammed bin Meslemeyi çağırarak buyurdu ki:
- Nâdiroğulları Yahûdîlerine git! Onlara, (Resûlullah beni size; Yurdumdan çıkıp gidiniz! Burada benimle birlikte oturmayınız! Siz bana bir suikast plânı kurdunuz! Size on gün süre tanıyorum. Bu müddetten sonra, buralarda sizden kim görülürse, boynu vurulacaktır emrini bildirmek üzere gönderdi) de!

Hikmet konuşacak dememiş miydiniz?
Bu emir üzerine Muhammed bin Mesleme, Nâdiroğulları Yahûdîlerinin yurduna varınca, onlara dedi ki:
- Mûsâ aleyhisselâma Tevratı indirmiş olan, Allah aşkına doğru söyleyiniz: Muhammed aleyhisselâm Peygamber olarak gönderilmeden önce, Tevrat önünüzde iken, size geldiğim ve şu meclisinizde bana Yahûdîliği teklif ettiğiniz zaman ben size, Vallahi ben aslâ Yahûdî olmam demiştim. O zaman siz de bana cevâben, Senin dîninden başka din yoktur. Senin anladığın, istediğin, duyup işittiğin Hanîf dîninin aynısıdır! Size gelecek olan Peygamber, hem şerîat sahibidir, hem savaşçıdır. Gözlerinde biraz kırmızılık vardır. Kendisi Yemen tarafından gelecek, deveye binecek, ihrâma bürünecek, bedeni yumuşak ve kuvvetli, kılıcı boynunda asılı bulunacak, konuştuğu zaman hikmet konuşacaktır dememiş miydiniz?

Yahûdiler bunu itiraf etmelerine rağmen İslâmiyeti kabûl etmemişlerdi. Muhammed bin Mesleme ayrıca Resûlullahın emrini onlara bildirdi. Bunun üzerine Nâdiroğulları yüklerini toplayıp, topraklarını terkederek yurtlarından oldular ve ihânetlerinin cezâsını gördüler.

Hayber gazvesinde, Hayber kalelerine yapılan hücumlarda en önde bulunuyordu. Henüz Hayber fethedilmemişti. Muhammed bin Mesleme dedi ki:
- Yâ Resûlallah! Bugün çok üzgünüm. Yahûdîler kardeşim Mahmûd bin Meslemeyi şehîd etti.

Sana müjde
Bunun üzerine Peygamber efendimiz buyurdu ki:
- Düşmanlarla karşılaşmayı istemeyiniz. Allahtan sağlık ve âfiyet dileyiniz. Çünkü siz, onlardan başınıza neler geleceğini bilemezsiniz. Düşmanla karşılaştığınız zaman, Allahım! Bizim de Rabbimiz, onların da Rabbi sensin. Hepimiz senin kudretin altındayız. Onları öldürecek, ancak sensin diye duâ ediniz, ondan sonra oturunuz. Sizi sardıkları zaman tekbîr getiriniz. Ey Muhammed bin Mesleme! Sana müjde! Yarın, inşâallah, kardeşini öldüren öldürülecek ve Yahûdî savaşçıları, kaçacaklardır.

Hayatı muharebe meydanlarında geçti. Hazret-i Osman ve Hazret-i Alinin halîfelikleri sırasında artık ihtiyarlamış olduğundan, Medînede sakin bir hayat yaşadı. Hazret-i Muâviyenin halîfeliği sırasında yetmişyedi yaşında iken, 664 yılında Medînede vefât etti, Bakî kabristanına defnedildi.
 

ismail 02-12-2009 13:01
    Gelişmiş editor için Javascript açık olmalıdır
    Hac ve Umre Malzemeleri © 2009
    Hac - Umre ve İslamiyet Hakkında Genel Bilgiler Sİtemizde